Bakan Şimşek'ten konut kredisi açıklaması: İkinci, üçüncü konut alımları için kredileri ciddi şekilde kısıtlayacağız, desteklemeyeceğiz
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, NTV ekranlarında ekonomiye ilişkin soruları yanıtlıyor.
Şimşek’in açıklamalarında öne çıkanlar şöyle:
“Dünya geneline baktığımızda büyümenin düşük seyrettiği bir dönemdeyiz. Pandemi sonrası enflasyon yükselişe geçti. Merkez Bankaları gecikmeli de olsa buna tepki gösterdiler. Şu anda küresel finansal koşulları dünya genelinde sıkışık. Küresel ticarette daralma var, korumacılık var. Küresel arka plan bizim gibi ülkelere fon akışı anlamında çok destekleyici değil. Ancak hikayesi olan gelişmekte olan ülkeler için önümüzdeki dönemde olumlu yansımalar olacak Türkiye bu ülkelerden biri.
Enflasyonu tekrar makul ve tek haneli seviyelere getirecek bir program. Geçiş döneminden sonra çok daha güçlü şekilde bunun sonuçlarını göreceğiz. Birincil önceliğimiz fiyat istikrarıdır. 3 yılın sonunda hedefimiz enflasyonu tek haneye düşürebilmek. Geçmişte başardık yine başaracağız. Enflasyonda düşüş mali disiplinle birlikte gerçekleşecek.
Üç aylık ve üç aylık bir geçmiş var. Üç aylık sürede tahminler sürekli değişebiliyor. Burada resmi anlamaya çalıştık. Önce bir ekip kuruldu, Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bir Bakanlar Kurulu oluşturuldu. Hazine ve Maliye görevi bana tevdi edildi. Biz de güçlü bir ekip kurduk.
Daha sonra durum değerlendirmesi yaptık. Enflasyon hedefimizi iddialı bulanlar olabilir. Biz mümkün olduğunca, o an itibarıyla en gerçekçi rakamları ortaya koymaya çalıştık. Benim edindiğim izlenim; genel anlamda programın hedefleri gerçekçi bulunuyor. Burada enflasyonla ilgili tahmin değişiklikleri, bizim resmi daha iyi anlamamızla ortaya çıktı. Bundan iki ay önce küresel petrol fiyatları, varil başına 70-80 dolar arasıydı, bugün 90’ın üzerine çıkmış durumda.
2021’in Aralık ayıyla, aşağı yukarı 2023’ün Mayıs ayına kadar kur belli bir düzeyde tutulmuş. Biz kuru serbest bıraktık. Tabii kur etkisi var. Sürekli değişen bir husus. Geçişkenlik zamanla azalacak.”
Şunu net bir şekilde söyleyeyim; Türkiye rekabet gücünü artıracaksa verimlilik artışı için reform yapmamız lazım. Üretken alanlara yatırım yaparken, kaynakları daha verimli nasıl kullanabiliriz. Bunun için güçlü reformlar yapacağız. Hangi reformu hangi çeyrekler itibarıyla yapacağımızı ortaya koyduk. Yapısal reformları çok önemsiyorum. Çünkü gerçek anlamda kazanımlarımızı kalıcı haline getirecek şey yapısal reformdur.
Bizim bir kur hedefimiz yok. Aslında tahmin de olmaması lazım. Biz bir program yaptık, programın değişik evreleri var. Bugün ile Haziran’a kadar farklı bir perspektif…
Bizim bir kur tahminimiz ve hedefimiz olamaz.
Eleştiriler bizim için kıymetli, yol gösterici. Özellikle yapıcı eleştirileri çok kıymetli buluyorum. Enflasyon tahminlerinde ortaya çıkan değişiklik bizim resmi anlamımızla ortaya çıkan değişimlerdir. (OVP) mümkün olduğunca gerçekçi rakamları ortaya koyduk.
Uzun süre kur tutuldu. Biz kuru serbest bıraktık. Hem rasyonel politikalardan bahsedeceksiniz hem de kuru tutacaksınız. Bu olmaz. Kur bırakılınca enflasyon geçişi yüksek seyretti. Çok ciddi ücret artışları oldu. Bunun da enflasyona etkisi oldu. Altın talebi zayıflayacak çünkü ihtiyaç kalmayacak. Zayıf kur yüksek enflasyon dönemi geride kalacak.
Verginin tabana yayılması için vergi reformları yapacağız. Kredi genişlemesinin makul olması programımız açısında çok değerli. Gelirler bir başka boyutu, kredi genişlemesi bir başka boyutu. Biz enflasyonu tek haneye indireceksek tüketim ve geliri belli bir oranda tutmamız gerekiyor. Kredi hacmi yüzde 140 artmıştı enflasyonun 2 katından fazla. Bu kadar yüksek seyreden bir kredi genişlemesiyle enflasyonu kontrol altına alamazsınız. Miktarsal sıkılaştırma denilen bir konsept var orada ilk adımı attık. Taşıt kredilerinde çok net bir şekilde sınırlayıcı bir perspektife sahibiz. Birinci konut kredisinde bir sınırlamaya gitmeyeceğiz. Ama 2. 3. konut ya da yazlık yerlerde alımlarda bu kredileri ciddi bir şekilde sınırlayacağız, desteklemeyeceğiz.
Cumhurbaşkanımızın bize güveni tam. Kendisinin de onayıyla Merkez Bankası’nda yeni bir ekip kurduk. Bize alan tanıdı. Hukuk devleti anlamında da inanıyorum ki ileride önemli adımlar atılacak.
Programa kaynak arayışında ve Türkiye’ye yatırım arayışına girdiğimizde önce dost ülkeleri ziyaret ettik. Birleşik Arap Emirlikleri büyük bir teveccüh gösterdi ve 51 milyar dolara yakın bir program açıkladı. Bu programın önemli bir bileşeni deprem yaralarının sarılmasına yönelik, 8,5 milyar dolarlık tahvil ihracı gündemde. Ben inanıyorum ki bu sene sonundan önce 8,5 milyar dolarlık tahvil ihracı gerçekleşecek.
KKM konusunda çok konuşmayı tercih etmiyorum. Finansal istikrarı tehdit edecek büyüklükte. Önceliğimiz rezerv biriktirmek. Bir stratejimiz var ama bu aşamada çok spekülatif açıklamalar yapmak istemiyorum. Her aşamada ciddi bir beyin fırtınası yapıyoruz. Çünkü çoklu sorun ve kısıt var. Sınamalar çok boyutlu hem küresel hem yerel. KKM’yi tartışmayı çok istemiyorum. KKM bir realitedir ve bunu zamanla çıkış stratejisini ortaya koyacağız. Şu anda bütün mevduat sahipleri müsterih olsunlar önemli bir değişime gitmeyeceğiz. Lirayı cazip hale getirdiğimizde, istikrarı kalıcı haline getirdiğimizde, zaten vatandaşın portföy tercihine saygılıyız. KKM devam edecek.
Kur rehimini hükümet belirler ama uygulama Merkez Bankası’ndadır piyasa müdahaleleri vs. Ben şeffaflıktan yanayım ama bir geçiş sürecindeyiz. Benim bildiğim TCMB başkanıyla konuştuğumda benim izlenimim şu; KKM’den dövize dönüşler var. Biz onlara dövizi arz etmek zorundayız. Bunu bir satış olarak algılayacaksanız evet bu anlamda bir rezerv satışı var. Ama kuru tutmak için satıştan bahsediyorsanız benim bildiğim öyle bir müdahale yok.