Barınma krizi büyüyor: Kira ücretleri için kötü haber geldi

Türkiye'de ev sahipleri ve kiracılar arasında cinayete varan tartışmalara yol açan ve artık bir "fahiş fiyat" krizinden çıkıp tamamen bir barınma krizine dönüşen yüksek kira ücretleri için bir kötü haber daha geldi.

Türkiye’de özellikle son iki yılda satılık konut fiyatları fahiş oranda artarken, kiralık konut fiyatları da bu artışı takip etti. Satılık konut almak hayal olurken, kiraya çıkmak bile zorlaştı. 

Bu durum barınma krizini tetiklerken, kiracı-ev sahibi kavgalarını ve davalarının da patlak vermesine neden oldu. Şehir Plancısı ve eski İBB Genel Sekreter Yardımcısı Buğra Gökce, Türkiye geneli ve İstanbul'da konut satışlarının düştüğüne ancak konut fiyatlarının düşmediğine dikkat çekerek nedenlerini açıkladı.

Türkiye genelinde konut satış rakamlarına dikkat çeken Gökce, "Konut piyasası 30 ayın en kötü günlerini yaşasa da konut fiyatları düşmüyor" dedi. Gökce, inşaat maliyetlerindeki artışa, konut kredilerindeki yüksek faizlere dikkat çekerek ev arzının azalması durumunda kiralarda yüksek artış olacağını vurguladı.

Gökce'nin sosyal medya hesabından yaptığı açıklama şöyle:

- Türkiye genelinde konut satışları ocak ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 17,8 azalarak 80 bin 308 oldu.

- Yabancılara yapılan konut satışları ocak ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 50,5 azaldı.

- Türkiye genelinde ipotekli konut satışları ocak ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 63,5 azalış gösterdi.

- İkinci el konut satışları da aynı dönemde yüzde 21,6 oranında düştü.

- Konut piyasası 30 ayın en kötü günlerini yaşasa da konut fiyatları düşmüyor.

- Yıllık reel konut fiyat artışı %6,5 oldu. Yüksek enflasyona rağmen artış sürüyor ancak reel konut fiyat artış hızı azalıyor. İnşaat maliyetleri artmaya devam ediyor.

- Maliyet artışı fiyat artışına da yansıyor. Yakın dönemde inşaat maliyetlerindeki artış nedeniyle konut üretiminin azalacağını, bunun da konut fiyatlarına baskı yaratacağını söyleyebiliriz.

- Talep yönünde bir yavaşlama var. Milletimizin parası yok. Yüksek sermaye sahibi bir azınlık dışında konut alabilmek mümkün değil. Bugün 2,5 milyon liralık bir konut kredisinin aylık taksidi kamu bankalarında 98 bin lira. Böyle bir ödeme yapabilecek insan sayısı kısıtlı olduğu için talep daralmış durumda. Dar talebe rağmen fiyatlarda iyileşme yaşanmıyor.

- Önümüzdeki dönemde konut satışlarındaki düşüş nedeniyle kiralarda artış beklenebilir. Konut alınamadığı için kiralık eve talep artacaktır.

Rant odaklı aynı politikaların devam etmesi halinde Türkiye derin bir barınma ve konut krizi yaşamaya devam edecek.

Kentlerimizden başlayarak siyasal iktidarın yarattığı krizleri aşmak için yeni bir yönetim anlayışını hakim kılmak, kentlerimizi korumak zorundayız.

İstanbul’da 'tam yol ileri' demek, Türkiye’de yeni bir siyaset iklimini de mümkün kılmak demektir."