Binalar yenilenmedi sözler tutulmadı
İzmir'de meydana gelen 6.9 büyüklüğündeki depremin üzerinden bir yıl geçti. Depremzedelerin birçok sorunu, verilen sözlere rağmen çözülmedi. Uzmanlar ise kentin, İzmir merkezli bir depreme hazırlıklı olmadığını vurgulayarak önlem alınması gerektiğini belirtti.
İzmir’in Seferihisar ilçesi açıklarında 30 Ekim 2020’de 6.9 büyüklüğünde gerçekleşen depremin üzerinden tam bir yıl geçti. Deprem kent genelinde büyük yıkım yarattı. 117 kişinin yaşamını yitirdiği ve bin 34 kişinin de yaralandığı felakette en büyük yıkım Bayraklı’da oldu. İlçede birçok bina tamamen yıkılırken on binlerce kişi de evsiz kaldı.
Birgün'den Berkay Sağol'un haberine göre Deprem sonrası uzmanların yaptığı açıklamalar ise yaşanan ihmalleri gözler önüne serdi. Jeoloji Mühendisleri Odası, yaptığı açıklamalarda 90’lı yılların başında tarım arazisi olarak kullanılan ve güncel alüvyonlarla dolu olan bölgenin imara açılmasının felaketi getirdiğini belirtti.
Aradan geçen bir yıla rağmen yurttaşlara kalıcı barınma sorunu sağlanamadı, birçok yurttaş halen konteynerlerde kalmaya devam ediyor. Yine deprem sırasında hasar gören 83 okulla ilgili de adım atılmadı. Bayraklı’nın birçok bölgesinde bir binada 2-3 okul hizmet vermek zorunda kalıyor. Kalabalık sınıflar ciddi sağlık sorunu yaratırken, hasarlı okullar onarılmadı.
MAĞDURİYET SÜRÜYOR
Bu geçen bir yılda depremzedelerin yalnızca emsal artışı talebi İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından onaylandı. Faizsiz kredi için hala yanıt alamayan depremzedelerin mağduriyetleri sürüyor. Bayraklı Belediye Meclisi’nden oybirliğiyle çıkan yüzde 10 oranındaki emsal artış İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi’nde ekim ayı olağan meclis toplantısında görüşüldü. 30 Ekim 2020’de Bayraklı’da evleri yıkılan veya oturulamayacak hale gelen depremzedelerin evlerini yenileyebilmeleri için imar emsal artışı parsel bazında yüzde 20, ada bazında yüzde 30 olarak oy çokluğuyla kabul edildi.
Emsal artışı kararına ise TMMOB’dan tepki geldi. TMMOB’ye bağlı meslek odaları “yeni afetlere kapı aralayan karardan acilen vazgeçilmesini” istedi, hukuki süreç başlatacaklarını duyurdu. Yapılan açıklamada, bölgedeki nüfusun yüzde 50-60 oranında artacağı ve bu kararın kent suçu olduğu vurgulandı. Açıklamada, “Karara imza atanlar bilmelidir ki, İzmir’de yaşanacak olası her afetten birinci dereceden kendileri sorumludur. Bu yurttaşların kayıpları, devlerin sorumluluğunda gerçekçi bir şekilde giderilmelidir. TMMOB’ye bağlı meslek odaları olarak yeni afetlere kapı aralayan karardan acilen vazgeçilmesini bekliyoruz. Aksi halde her türlü hukuki girişimde bulunacağız” ifadeleri kullanıldı.
İTİRAZIMIZ BU SİSTEME
İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) İzmir Şube Başkanı Eylem Ulutaş Ayatar, depremden önce kentte yaşanabilecek bir depreme dikkat çektiklerini fakat dikkat çekmek istedikleri büyüklükte bir depremin henüz yaşanmadığını dile getirdi. Ayatar, “Bu nedenle ‘bir uyarı depremi’ diyoruz 30 Ekim depremine. Ancak bu deprem sonrası ortaya çıkan tabloya baktığımızda korkmamak elde değil. İlimizdeki yapı stoğuna duyduğumuz güvensizliği gözler önüne seren bu deprem sonrası için bugün yapılmayan her çalışmanın yarına ertelenmesi çok geç olacak. Gerçekten, artık hiçbir şey eskisi gibi olmamalı. Biliyoruz ki, dünyanın sismik olarak en hareketli topraklarından birinin üzerinde yaşıyoruz. Ancak unutmayalım, bir doğa olayını afete dönüştürme noktasındaki maharetimizi mevcut kurulu sistemi koruyarak göstermiş oluyoruz. Bizim itirazımız, bu sisteme” diye konuştu.
YARGILAMALAR-İHMALLER
Depremle ilgili yargılamalar ise sadece müteahhitler ve apartman yöneticileriyle sınırlı kaldı. Yıkılan apartmanlarla ilgili yargılamalar, tek tek yürütülüyor. En çok ölümün olduğu Rıza Bey Apartmanıyla ilgili yapılan yargılama sırasında binanın 2005 depreminde hasar aldığı, buna rağmen bir inceleme yapılmadığı ortaya çıktı. Apartman mimarının “İnşaat sahasında hiç bulunmadım” diye ifade verdiği davada, 3’ü tutuklu 9 kişinin yargılaması devam ediyor.
İzmir Depremzedeleri Dayanışma Derneği (İZDEDA) Başkanı Haydar Özkan, 30 Ekim 2020’den sonra binlerce kişinin hayatının değiştiğini söyledi. Özkan, “Bir yılın sonunda varabildiğimiz nokta 750 tane teslime hazır konut, 800 tane ise 5-6 aya bitecek olan konutlar ve rezerv alanda 3 bin 500 civarı nisan ayı gibi teslim edilebilecek konutlar elde edilebildi. Bir yılın sonunda başka ne var elimizde dersek; parçalanmış aileler, ekonomik yetersizlikten üniversiteye gidemeyen öğrenciler, memleketine dönmek zorunda kalan aileler ve evleri oturulacak seviyeye gelsin de kiradan kurtulayım diye bekleyen çokça insan var. Sesimiz duyulmamaya devam ederse Ankara’ya yürüyeceğiz demiştik o planı iptal etmiş değiliz sadece erteledik” dedi.
KİRA DESTEĞİ SAĞLANMADI
Depremzedelerden 60 yaşındaki Necla Mutlu, “Bu bir yıl içinde neler yaşamadık ki?” diyerek sözlerine başladı. Mutlu, “Oturduğum bina ağır hasarlı çıktı. Depremden yalnızca 10 dakika kadar sonra evimize girdik ve vefat eden eşimin fotoğraflarını aldım. Kızımla birlikte en azından anılarımızı kurtarabildik diyoruz. Evimizi yeniden yaparız, eşyalarımızı yine alırız ama anıları geri getiremezdik. En azından bunu yapabildim. Bu süreçte 30 bin TL eşya yardımı ve 4 taksitte toplam 13 bin TL kira yardımı aldım. Ancak ben zaten ayda 3 bin TL kira ödüyorum. Kira yardımı pek gerçekçi bir destek olamadı” diye konuştu.
Oturduğu bina az hasarlı olarak çıkan Ayla Karanfil ise yaşadıklarını şu şekilde anlattı: “Ben eşimden ayrıydım ve iki çocuğumla beraber ailemin evine taşınmak zorunda kaldım. Yalnızca kıyafetlerimizi alıp çıkabildik. Ben asgari ücret alan bir işçiyim ve burada tek başıma kiraya çıkamadım. Çünkü evim az hasarlı olduğu için hiçbir destek alamadım.”
DEPREMZEDELERE DASK OYUNU
Depremin hemen ardından bakanlığın ağır hasarlı deyip yıktığı binaya DASK, yaklaşık iki hafta sonra az hasarlı raporu çıkarıp 6 bin ile 13 bin 580 TL arasında değişen tadilat ödemesi yaptı. Depremin travmasını halen üzerinden atamayan kat malikleri ise kendilerine yeni bir mağduriyet yaratıldığını söylediği. Bir yurttaş, "DASK'ın verdiği düşük miktardaki para ile olmayan binanın neresini tamir ettirebilirim" dedi.
BELEDİYEYE KREDİ ENGELİ
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı CHP’li Tunç Soyer, İzmir’de yaşanan deprem sonrası hasarlı binaların dönüşümü için Dünya Bankası’ndan 340 milyon dolarlık kredi aldı. Ancak kredi AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın onayına takıldı. Geçen ağustos ayında konuşan Soyer, Erdoğan ile görüştüğünü ve “Tamam” sözü almasına karşın aradan aylar geçmesine rağmen ilerleme sağlanamadığını söylemişti.
YETERSİZ DEMİR KULLANMIŞLAR
Depremin yıldönümünde konuşan İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Celalettin Kozanoğlu, depreme karşı uyarılarda bulundu. Depremde hasar alan binaların büyük çoğunluğunda demir eksikliği ya da malzeme kalitesizliği tespit ettiklerini belirten Prof. Kozanoğlu, şöyle devam etti:
"Bu incelemeler sırasında özellikle depremden sonra ağır ya da orta hasar gören binalardaki eksikleri de görmüş olduk. Demir kullanımındaki eksiklik de çok ciddi sonuçlar doğuruyor. Maliyeti azaltmak için yapılan bu işlem, yıkıma davetiye çıkarıyor. Bazı binaların kolonlarında, olması gerekenden yüzde 20-30 daha az demir kullanıldığını gördük. Binada, enine donatı dediğimiz; 'etriye' olarak adlandırdığımız demir donatılar vardır. Bu etriyeler, kolonlardaki boyuna demirleri sararak uygun aralıklarla yerleştirilir. Bu kurala uyulmayan bazı binaların kolonlarında, boyuna demirlerin burkulduğuna rastladık. Hatta bazı kolonları ikinci kattan başlayan binaya bile rastladık."