Ev sahiplerinin kurnazlığı bitmiyor: Yıkım öncesine dikkat
Konutları kentsel dönüşüme giren bazı mülk sahiplerinin kiralamada başvurduğu yeni yöntem dikkat çekti. Eşyalı hale getirilen evler 3 ay, 6 ay ve 1 yıllık kiraya veriliyor.
6 Şubat depremlerinin ardından Türkiye kentsel dönüşüm sürecinde önemli aşamalardan geçiyor. Pek çok riskli yapı tespit edilirken, daire sahipleri kentsel dönüşüm sürecini hızlandırmaya çalışıyor. Milliyet'te yer alan habere göre, mülk sahipleri ise kentsel dönüşüm kapsamında olan dairelerini eşyalı hale getirip kısa süreli kiraya vermeye çalışıyor. İlan sitelerinde kentsel dönüşümde. Kentsel dönüşüm için kampanya başvurusu yapılmıştır, dönüşüm beklenmektedir. Bakanlık kampanyası çıkarsa ev dönüşüme girecektir. Şeklinde ilanlar verilerek kısa süreli kiralama yapılmaya çalışılıyor.
Peki kentsel dönüşüm sürecinde olan evler kiraya verilebilir mi? Evini kiraya verecekler ya da kiralama yapacaklar neye dikkat etmeli? Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Gayrimenkul Uzmanı Mustafa Hakan Özelmacıklı şu ifadeleri kullandı: "Kentsel dönüşüm kapsamında bazı evlerin aşamaları uzun sürüyor. Bu aşamaları 3 ayrı bölüme ayırabiliriz. İlki kentsel dönüşüme hazırlık süreci. Bu süreçte malikler toplantılar yaparak bu evlerini dönüşüme sokup sokmama ile ilgili kararlar alıyorlar.
Site kararları alıyorlar, bazen kendi aralarında temsilci oluşturuyorlar ve hazırlık süreci oluyor. Hazırlık sürecinde kentsel dönüşüm kararı çıkmıyor ancak mal sahipleri, kiracılar ‘bizim evimiz kentsel dönüşüme girecek’ kararı alındı gibi bir düşünce içinde olabiliyorlar. Bu süreçte aslında riskli yapı tespit raporu alınmadan. Bir yerin kentsel dönüşüme girdiği kesinleşmiş olmuyor. İlk araştırmalar ve hazırlık süreci binalarda oldukça vakit alan bir durum diyebiliriz.
Hazırlık sürecinden sonra kentsel dönüşümde mutabakata varılması durumu söz konusu. Asıl olan riskli yapı tespit raporu yaptırılmasıdır. Binalar üzerinde riskli yapı tespit raporu yaptırmaya herkes hızlı bir şekilde karar veremiyor. Son dönemde gördüğümüz İstanbul örneğinde İBB tarafından yerinde inceleme talep edenler, TOKİ’nin Yarısı Bizden kampanyasına başvuranların örnekleri var. Bu bir binanın kentsel dönüşüm kapsamında yıkılacağına ilişkin bir hüküm içermiyor.
İkinci aşama riskli yapı tespit raporu süreci. Bu raporla binada karar alındıktan sonra süreç başlıyor. Kendi yaşadığımız bir durumu örnek gösterebilirim. Bizim 6 ay önce Avcılar’da riskli yapı tespitine karar verdiğimiz yapı için tebligatlar muhtara yeni ulaştı. Bize verilen 60 günlük süreç var. Riskli yapı tespit raporunda karar alınmış olsa da, karotlar toparlanmış olsa da binanın yıkılmasına ilişkin geçen süreç 8 ayı buluyor.
Üçüncü aşama riskli yapı tespitinden sonraki durum. Bu aşamada tapu sahiplerine bu binanın riskli yapı olduğuna dair şerhler düşüyor. Binanın dış girişlerine bu binanın riskli olduğu yazılıyor. Bu tarihten sonra bir kiralama olmadığını söylemek mümkün. Maliklerin anlaşması, 60 gün içinde binanın yıkılması, malikler tarafından yıkılmazsa kamu tarafından yıkılması gerekiyor.
Verilen ilanlarda bu örnekleri görüyoruz. Binaları kentsel dönüşüme girecek olanlarla bu bahsettiğimiz süreler nedeniyle dairelerinin boşta kalmaması için eşyalı hale getirip evlerini kiraya vermeye çalışabiliyorlar. Tabi bu durum aslında şu açıdan önemli. Bu ilanı bu şekilde veren kişi şunu beyan etmiş oluyor: Bina bir dönüşüm sürecine girecek. Bunun süreci bir vakit alacak (minimum 6 ay) karar alınmadıysa 3-5 yıldır dönüşüme girecek şeklinde konuşulup adım atılmayan on binlerce bina var.
Burada kentsel dönüşüm riskli yapı tespiti yapılmadan, yıkım kesinleşmeden dairelerin boş kaldığı süreci görüyoruz. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yapılan son açıklamalara baktığımızda İstanbul’da Yarısı Bizden kampanyası çerçevesinde 1 milyon 233 bin bağımsız birim sahibi müracaat etti. Yüzde 100 anlaşma sağlanan binalardan başlanacağı ve bu sayının 14 bin olacağı belirtildi. 14 bin binada yıkım yapılacak. Binalar boşsa, kiracı çıktıysa bekletmeniz gerekiyor. ‘1 yıl mı 2 yıl mı bekleyecek?’ bu belli değil.
14 bin bina 72 bin bağımsız birime denk geliyor. Gerçekten daire sayısı anlamda da çok önemli bir yük tutuyor. İlanlar çerçevesinde insanlar kiraya verirken Yarısı Bizden’e başvurduk. Kentsel dönüşüm sürecini değerlendiriyoruz diye bilgilendirme amacıyla bunu yapıyor.
Birçok emlakçıya bazen mal sahipleri bu bilgiyi vermediği için kiracılara kentsel dönüşüme girme ihtimali olduğu bilinmeyen yerleri de kiraya verebiliyor. Bu kiracıyı mağdur edebiliyor. Kiracılar taşınma masrafı ödüyor. 3-5 ay sonra bina ile ilgili böyle bir karar alınınca yeni taşınan kiracılar mağduriyet yaşıyor. Bu sistemi kentsel dönüşüm vb sürecinde son yapılan yasal düzenlemeler çerçevesinde riskli yapı sürecinin hızlanacak olması bu süreçleri netleştirmiş olacak.
Ülke stokumuzda kentsel dönüşüm önemli bir ihtiyaçtır. Ülkemizde 31 milyona yakın konut, 5 milyona yakın ticari alan bulunuyor. 6 milyon bağımsız birim riskli yapı olarak gözüküyor 2 milyon bağımsız birimin acilen dönüşmesi gerekiyor. 2 milyon 200 bin bağımsız bölümün dönüşümü tamamlandı. Türkiye genelinde 400 bin bağımsız bölümün dönüşümü devam ediyor. 400 bin bağımsız bölümde yıkılmamış, kiracı arayan yerler var diyebiliriz.”