Gençler artık ev alamıyor! Kiracı olmak yeni normal hale geldi

Gençlerin ev sahibi olma hayali, son yıllarda Türkiye'de giderek uzaklaşan bir olasılık haline geldi.

Gençlerin ev sahibi olma hayali, son yıllarda Türkiye'de giderek uzaklaşan bir olasılık haline geldi. Artan konut fiyatları, yüksek enflasyon, düşük gelir seviyeleri ve ekonomik belirsizlikler, gençlerin kendi ayakları üzerinde durup bir ev sahibi olmalarını zorlaştırıyor. Bu durumun pek çok farklı nedeni ve sonucu bulunuyor. Peki, gençlerin ev sahibi olmasını zorlaştıran temel nedenler neler? İşte detaylar…

GENÇLERİN EV SAHİBİ OLMASINI ZORLAŞTIRAN TEMEL NEDENLER

1-) YÜKSEK KONUT FİYATLARI

Özellikle büyük şehirlerdeki konut fiyatları, gençlerin birikimleriyle karşılayamayacakları seviyelere ulaşmış durumda. Arz talep dengesizliği, arsa maliyetleri, inşaat giderlerindeki artış ve yatırım amaçlı alımlar bu yükselişte önemli rol oynuyor.

2-) DÜŞÜK GELİR SEVİYELERİ

Gençlerin başlangıç seviyesindeki maaşları ve genel gelir düzeyleri, konut fiyatlarındaki artışa ayak uyduramıyor. Bu durum, peşinat biriktirmeyi ve kredi geri ödemelerini zorlaştırıyor.

3-) YÜKSEK ENFLASYON

Enflasyon, gençlerin alım gücünü düşürüyor ve birikim yapmalarını engelliyor. Gıda, ulaşım gibi temel ihtiyaçlara yapılan harcamalar arttıkça, konut için ayrılan bütçe daralıyor.

4-) YÜKSEK FAİZ ORANLARI

Konut kredisi faiz oranlarının yüksek olması, gençlerin kredi kullanarak ev sahibi olmalarını zorlaştırıyor. Uzun vadeli borçlanma maliyetleri arttıkça, konut almak daha riskli ve erişilemez hale geliyor.

5-) EKONOMİK BELİRSİZLİKLER

Ülkedeki ekonomik istikrarsızlık ve geleceğe dair belirsizlikler, gençlerin büyük bir yatırım olan konut alım kararını ertelemelerine neden oluyor. İşsizlik korkusu ve gelir kaybı endişesi de bu kararı etkiliyor.

6-) YETERSİZ DEVLET DESTEĞİ

Gençlere yönelik uygun fiyatlı konut projeleri ve destek mekanizmalarının yetersiz olması, bu kesimin ev sahibi olma şansını azaltıyor. Sosyal konut projelerinin sayısı ve kapsamı, talebi karşılamakta yetersiz kalabiliyor.

GENÇLERİN EV SAHİBİ OLAMAMASININ OLASI SONUÇLARI

1-) BİREYSEL DÜZEYDEKİ SONUÇLAR

EVLİLİK YAŞININ GECİKMESİ VE AİLE KURMA ZORLUKLARI

Kendi evine sahip olmak, geleneksel olarak evlilik ve aile kurma sürecinde önemli bir dönüm noktası olarak görülür. Ev sahibi olamayan gençler, ekonomik bağımsızlıklarını tam olarak kazanamadıkları için evlilik planlarını erteleyebilirler. Bu durum, evlenme yaşının yükselmesine ve dolayısıyla doğum oranlarının düşmesine katkıda bulunabilir. Aile kuran gençler için ise yüksek kira giderleri ve konut belirsizliği, ekonomik baskıyı artırarak aile içi huzursuzluklara ve yaşam kalitesinin düşmesine neden olabilir.

AİLE YANINDA YAŞAMA SÜRESİNİN UZAMASI

Yüksek konut fiyatları ve kiralar, gençlerin uzun yıllar boyunca ailelerinin yanında yaşamalarına yol açabilir. Bu durum, gençlerin bireysel özgürlüklerini kısıtlayabilir, kendi kararlarını alma ve sorumluluk üstlenme süreçlerini geciktirebilir. Bağımsız bir yaşam kuramayan gençler, psikolojik olarak da olumsuz etkilenebilir, özgüven eksikliği ve aidiyet sorunları yaşayabilirler.

PSİKOLOJİK ETKİLER

UMUTSUZLUK, KAYGI VE STRES

Ev sahibi olma hayalinin sürekli olarak ertelenmesi veya imkansız hale gelmesi, gençlerde umutsuzluk, geleceğe dair kaygı ve stres seviyelerini artırabilir. Ekonomik güvensizlik ve barınma sorunları, ruh sağlığını olumsuz etkileyerek depresyon ve anksiyete gibi sorunların ortaya çıkmasına zemin hazırlayabilir.

SOSYAL HAYATA KATILIMIN AZALMASI

Yüksek kira ve yaşam maliyetleri nedeniyle gençler, sosyal aktivitelere ve kültürel etkinliklere daha az katılım gösterebilirler. Bütçelerini temel ihtiyaçlara ayırmak zorunda kaldıklarından, sosyal çevrelerini genişletme ve kişisel gelişimlerine yatırım yapma imkanları kısıtlanabilir.

KARİYER PLANLARINDA DEĞİŞİKLİKLER VE İŞ SEÇİMİNDE BASKI

Ev sahibi olma baskısı, gençleri ilgi alanlarından ziyade daha yüksek gelirli işlere yönlendirebilir. Bu durum, iş tatminini düşürebilir ve uzun vadede kariyerlerinde mutsuzluğa yol açabilir. Ayrıca, konut fiyatlarının daha uygun olduğu şehirlere veya ülkelere göç etme düşüncesi de kariyer planlarını etkileyebilir.

2-) TOPLUMSAL DÜZEYDEKİ SONUÇLAR

SOSYAL EŞİTSİZLİKLERİN DERİNLEŞMESİ

Ev sahibi olabilen ve olamayan gençler arasındaki ekonomik uçurumun büyümesi, sosyal eşitsizlikleri derinleştirebilir. Bu durum, toplumsal kutuplaşmaya ve farklı sosyo-ekonomik gruplar arasında gerginliklere yol açabilir.

DEMOGRAFİK YAPIDA DEĞİŞİKLİKLER

Gençlerin evlenme ve çocuk sahibi olma yaşlarının gecikmesi veya bu kararlardan vazgeçmeleri, ülkenin demografik yapısını olumsuz etkileyebilir. Doğum oranlarının düşmesi ve yaşlı nüfusun artması, uzun vadede iş gücü eksikliği ve sosyal güvenlik sistemlerinin sürdürülebilirliği gibi sorunlara yol açabilir.

KENTLEŞME SORUNLARININ ARTMASI

Büyük şehirlerdeki yüksek konut fiyatları, gençleri çevre ilçe ve kırsal bölgelere yönlendirebilir. Bu durum, şehirlerin dengesiz büyümesine, ulaşım sorunlarının artmasına ve altyapı üzerindeki baskının artmasına neden olabilir.

TOPLUMSAL AİDİYET VE KATILIMDA AZALMA

Kendi evine sahip olamayan ve sürekli olarak barınma sorunlarıyla uğraşan gençlerin, topluma karşı aidiyet duyguları zayıflayabilir. Bu durum, sivil toplum kuruluşlarına katılımı, gönüllülük faaliyetlerini ve genel olarak toplumsal hayata aktif katılımı olumsuz etkileyebilir.

3-) EKONOMİK DÜZEYDEKİ SONUÇLAR

TÜKETİMDE DÜŞÜŞ

Yüksek kira ve konut maliyetleri, gençlerin harcanabilir gelirini azaltır. Bu durum, diğer sektörlerdeki talebi düşürerek iç tüketimde genel bir yavaşlamaya neden olabilir.

TASARRUF ORANLARINDA AZALMA

Gençlerin büyük bir kısmı gelirlerini barınma ihtiyaçlarına ayırmak zorunda kaldığı için tasarruf yapma imkanları azalır. Bu durum, ülkenin genel tasarruf oranlarını düşürebilir ve uzun vadeli ekonomik kalkınmayı olumsuz etkileyebilir.

İNŞAAT SEKTÖRÜNDE UZUN VADEDE DARALMA 

Gençlerin alım gücünün düşmesi, uzun vadede konut talebinde azalmaya ve dolayısıyla inşaat sektöründe bir daralmaya yol açabilir.

BEYİN GÖÇÜ VE İŞ GÜCÜ KAYBI

 Daha iyi yaşam koşulları ve konut sahibi olma imkanlarının olduğu ülkelere gençlerin göç etmesi, ülkenin nitelikli iş gücü kaybına neden olabilir. Bu durum, ekonomik rekabet gücünü olumsuz etkileyebilir.

KAYIT DIŞI EKONOMİ VE SOSYAL GÜVENLİK AÇIKLARI

Ekonomik baskı altındaki bazı gençler, daha düşük maliyetli ancak güvencesiz işlerde çalışmaya yönelebilir. Bu durum, kayıt dışı ekonominin büyümesine ve sosyal güvenlik sistemlerinin açıklarının artmasına katkıda bulunabilir.Sonuç olarak, gençlerin ev sahibi olamaması çok boyutlu ve uzun vadeli sonuçları olan ciddi bir sorundur. Bu durumun olumsuz etkilerini azaltmak için kapsamlı ve sürdürülebilir politikaların hayata geçirilmesi büyük önem taşımaktadır.