İnşaat mühendislerinden iş birliği ve ortak akıl çağrısı; "Hızlı, hemen ve çok fazla gibi bir iddiayla bu işe giriştiğinizde yanlış yapma ihtimaliniz çok artar" 

İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Eylem Ulutaş Ayatar, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın deprem bölgelerinde Mart ayında inşasına başlanılacağını söylediği 30 bin konut için 'Herkesin bu sürecin bir parçası olması gerekiyor. Hızlı, hemen ve çok fazla gibi bir iddiayla bu işe giriştiğinizde yanlış yapma ihtimaliniz çok artar' dedi.

Gerçek Haberci'de yer alan habere göre Kahramanmaraş merkezli yıkıcı depremin yarattığı enkazlar kaldırılmaya devam ederken, Cumhurbaşkanı Erdoğan Mart ayında 30 bin konutun inşasına başlanılacağını açıkladı. Açıklamanın ardından İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Eylem Ulutaş Ayatar, “Bina başına maliyet hesabını projelerdeki sosyal alanlar ve çevreleri bilmeden yapmak istemiyorum ancak metrekare maliyeti 8 bin lira diyebiliriz” dedi.
İnşaat bir yılda başlar ancak biter mi?
Konut inşaatlarının bir yılda başlayabileceğini ancak depremin etkilediği alan ve yarattığı yıkım oldukça büyük olduğu için bitmeleri konusunda şüpheleri olduğunu belirten Ayatar “İzmir’de de böyle bir deprem yaşamıştık ve İzmir depreminden sonraki süreci düşündüğümüzde hızlı bir imalat sürecine geçilebildiğini görüyoruz ama İzmir depreminden sonra yıkılan binaların çevresindeki yapılar da birleştirilerek bölgeler oluşturulduğunu gördük. İnşaat sürecinin bu bölgeler oluşturulduktan sonra başladığını ve sürecin uzun sürdüğünü gördük ki, yıkılan bina sayısı çok daha azdı. Tüm bunlar düşünüldüğünde inşaatlar bir yılda başlayabilir ancak tamamlanma ihtimalleri biraz düşük gibi görülüyor” dedi. 
Herkes sürecin bir parçası olmalı
Deprem bölgesindeki acil konut ihtiyacının farkında olduklarını belirten Ayatar, konut ihtiyacının hızlıca giderilmesi gerektiğini belirterek; yerel yönetimlerin, meslek odalarının, üniversitelerin ve yetkin isimlerin görüşlerinin alınarak sürecin bir parçası haline getirilmeleri gerektiğini belirtti. 
Depremde yıkıma uğrayan kentlerin tarihi ve kültürel anlamda oldukça kıymetli olduğunun  da altına çizen Ayatar sürecin hassasiyetle yürütülmesi gerektiğini şöyle ifade etti;
“Orada bir ihtiyaç olduğunu elbette biliyoruz ve aynı zamanda depremzedelerin barınabileceği yerlerin derhal ayarlanması gerektiğini de görüyoruz. Burada düşünülmesi gereken başka bir nokta da var: Elbette o bölge çok canımızı kaybettiğimiz, çok acı çektiğimiz bir bölge ancak baktığımız zaman o bölge çok kıymetli, kültürel anlamda çok kıymetli bir bölge ve deprem sebebiyle tarihi yapılarında çok ciddi zarar aldığı bir bölge. Bu bölgede yapılacak olan yeniden yapılaşma çalışmalarının özenle yapılması gerekiyor. Hızlı, hemen ve çok fazla gibi bir iddiayla bu işe giriştiğinizde yanlış yapma ihtimaliniz de çok artıyor. İmalat açısından baktığımızda da hız imalatın kalitesini düşüren bir durum. Bu süreçte en kritik olan şey depremzedelere hızlıca barınabilecekleri alanlar sağlamak. Yeniden yapılaşma için ortak akla ihtiyaç var. O bölgeye baktığımızda ülkemizin en kıymetli alanlarından olduğunu görüyoruz, süreci bütün halinde değerlendirmek gerekiyor. TOKİ eliyle burayı yaparım demekle bitmiyor. Hassasiyetle yapmak ve zamana yaymak gerekiyor. Daha önce de söylediğim gibi ortak akılla hareket edilmesi gerekiyor. Herkesin sürecin bir parçası olması gerekiyor. Merkezi idare, yerel yönetimler, meslek odaları, üniversiteler ve yetkin isimler... Herkesin sürecin bir parçası olması gerekiyor, bu noktada depremzedelerin barınma sorunu çözüldükten sonra hızın çok da bir anlamı yok. Çok hızlı davranmak olumsuz sonuçlara yol açabilir.”