İzmir'de deprem bilinci arttırılıyor: Yapı güvenliğine dikkat çekildi

İzmir'de deprem bilincini artırmak için TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi, 'Deprem ve Yapı Bilimi Günleri' etkinliği düzenlendi. Etkinlikte, yapı güvenliğinin sağlanması için denetim mekanizmalarının güçlendirilmesi gerektiği belirtildi.

İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) İzmir Şubesi, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İzmir’deki üniversitelerin destekleriyle, deprem ve yapı bilimine dair toplumsal farkındalık yaratmak amacıyla “Deprem ve Yapı Bilimi Günleri” etkinliği düzenledi.

Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi'nde gerçekleştirilen etkinlik, sektör çalışanları, akademisyenler ve kamu kurumlarının bir araya gelerek bilgi paylaşımında bulunmalarına olanak sağladı. Etkinliğin açılış konuşmasını yapan İzmir Büyükşehir Belediyesi Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Dairesi Başkanı Eylem Ulutaş, “Yaşadığımız her depremde elbet bir şeyler öğrendik. Afet öncesi yapılanlar, afet sonrası yapılanlardan daha kıymetli. Telafisi asla mümkün olmayacak kayıplarımız var. Bir diğer acı da hayatta kalanların yaşadığı zorluklar” dedi.

Deprem sonrası yaşanan zorluklara değinen Ulutaş, “6 Şubat depreminin ardından bölgedeki herkesin karşı karşıya kaldığı zorluklara hepimiz şahit olduk. İşte bu yüzden bugün yapacaklarımız çok kıymetli. Bilim ve tekniğin toplumsal fayda için kullanılmasının belirleyici olduğunu biliyoruz. Bu bakış açısıyla burada yapılan her konuşmaya dikkat edeceğiz. Bornova’da yürüttüğümüz mikro bölgeleme çalışmalarımız devam ederken, çok yakında Karşıyaka’da da çalışmalara başlayacağız. Ayrıca İzmir Deprem Master Planı'nın hazırlık sürecinde olduğumuzu da ifade etmek isterim” diye konuştu.

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Bengi Atak da, Kahramanmaraş, Hatay ve Malatya'da yıkılan binaların benzer sebeplerle çöktüğüne dikkat çekerek, “Yapı üretiminde sınıfta kaldığımız çok açık bir gerçek. Öte yandan köprülerimizi incelediğimizde, hiç hasar almadılar diyemeyiz ancak binalara kıyasla çok daha iyi performans gösterdikleri ortada. Çünkü hiçbir köprünün yıkılması sonucu can kaybı yaşanmadı” dedi.

"DEPREM KADER DEĞİL"

Depremin bir kader olmadığını vurgulayan Atak, “Deprem değil, bina öldürür. Yani deprem yalnızca bir kader değil, fıtrat da değil. Bilimin yol göstericiliğinde doğru işler yaparsak, başarılı sonuçlar elde edebiliriz. Bu yüzden bilime kulak vermek zorundayız. Geçtiğimiz günlerde yaşanan yangın felaketi de gösterdi ki büyük bir ahlaki çöküş içindeyiz. Alınan izinler, yapılan denetimler, kontroller kâğıt üzerinde kalıyor ve bizler bunun bedelini çok ağır ödüyoruz. Adaletin her geçen gün zayıfladığı bir ülkede, hukukun üstünlüğünü yeniden tesis etmeliyiz” ifadelerini kullandı.

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Nusret Suna, Türkiye'nin aktif deprem kuşakları üzerinde yer aldığını hatırlatarak, “İzmir depreminin üzerinden dört yılı aşkın süre geçti. Ancak afetlere yönelik hazırlıklarda hâlâ ciddi eksikler var” dedi.

"KAÇAK YAPILARA İZİN VERİLMEMELİ"

6 Şubat depremlerinde büyük eksikliklerin ortaya çıktığını belirten Suna, “Bu eksikliklerin arkasında en büyük etken, kamu kurumlarının sorumluluklarını yerine getirmemesi. Mevzuattaki eksiklikler giderilmeli, yapılar deprem yönetmeliklerine uygun inşa edilmeli, denetim mekanizmaları etkin çalıştırılmalı ve kaçak yapılaşmaya kesinlikle izin verilmemeli” diye konuştu.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay ise, “Yaşanan her felaketin sorumlusu kamu yönetimleridir. Bugün kamusal yetkiyi kullanan herkes, bu sorumluluğu idrak etmek zorunda. Halkın kendi başına çözüm üretmesini beklemek, yanlış bir yaklaşımdır. İnsanlar ne yapacaklarını bilemiyor, güçleri yetmediği için de korkuyla geri çekiliyorlar. 2020 İzmir depremini Karşıyaka Belediye Başkanı olarak ben de yaşadım. O gün bana ne düşündüğümü sorduklarında, ‘Hazır değilmişiz’ dedim. Bayraklı’da çöken binaları gördük. Birçok insan hayatını kaybetti. Bu durum, yeterli önlemleri almadığımız gerçeğiyle bizi yüzleştiriyor. Ben ve ekibim, en hızlı şekilde çözüm üretmek için çalışacağız. Bahanelere sığınmayacağız” dedi.

"BU YAPILARA NASIL İZİN VERİLMİŞ"

2023’te deprem bölgesine gittiğini ifade eden Tugay, “Orada yıkılan binaları gözlerimle gördüm. O binaların yapımına nasıl izin verilmiş? Aynı soruyu İzmir için de sormamız gerekiyor. Bozuk zeminlere inşa edilen binaların varlığı, açık bir mühendislik hatası. Devlet, bu yapıların inşasına nasıl göz yumdu? Türkiye'deki aklı başında herkes, bu sorunun yanıtını bulmak zorunda. Son yangın felaketinde de gördük ki ne denetleyen var ne de durduran” ifadelerini kullandı.

Bolu’daki yangın felaketine değinen Tugay, “Göz göre göre insanlar yanıyor. Bugün özellikle turistik bölgelerdeki oteller devlet tarafından denetleniyor ancak gördüğümüz tablo pek iç açıcı değil. İzmir’de de benzer bir durum var. Mühendislerimizin çalışmalarıyla, riskli binalara karşı ne gerekiyorsa yapacağız. İnsanların güvensiz binalarda yaşamasına izin vermeyeceğiz. Belediyenin bütçesinden ne gerekiyorsa ayıracağız. Kimseyi çaresiz bırakmayacağız” diye konuştu.

"BAYRAKLI’DA SÜRECİ BAŞLATIYORUZ"

Tugay sözlerine şöyle devam etti: “Belediye başkanı olarak bu konuda kararlıyım. Çünkü o ölümleri, o yıkımları gördüm. Kendi kendime sordum: Allah korusun, böyle bir şey benim başkanlık yaptığım şehirde yaşansa, vicdani yükü nasıl taşırım? Böyle bir sorumluluğun altına girmek istemiyorum. Ama bu yalnızca benim bireysel sorumluluğum değil, hepimizin meselesi. Yıllardır konuşuyoruz, artık harekete geçmeliyiz. Yakın zamanda Bayraklı’da risk altındaki alanlar için gerekli süreci başlatıyoruz. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin tüm imkanlarını bu süreç için seferber edeceğiz.”