İzmir Şehir Hastanesi'nde yeni risk… Depremden kaçarken sele yakalandı!
İzmir Şehir Hastanesi bu kez sel riski ile gündemde. Açılışı henüz yapılamayan hastanenin bir dere yatağı üzerine inşa edildiğini kaydeden Başkan Akdemir, 'Endişeliyiz' dedi
İLKSES Gazetesi'nden Sultan Gümüş Kaya'nın haberine göre Açılışı sürekli ertelenen İzmir Şehir Hastanesi geçtiğimiz günlerde kolonlarına yapılan güçlendirme çalışmasıyla gündemdeydi. Sosyal medyaya sızan o fotoğraf ve videolar kamuoyunda endişeye neden olurken, ‘Hastane deprem riski mi taşıyor?’ sorularını akıllara getirdi. Konuya dair önemli açıklamalarda bulunan Maden Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Aykut Akdemir, deprem değil sel felaketine dikkat çekti! 1995 yılının Kasım ayında meydana gelen ve İzmir’in merkezinde 60’ın üzerinde insanın ölümüne neden olan Yamanlar’daki sel felaketini işaret eden Akdemir, “Orası bir dere yatağı! Sel bölgesi yani. Aynı zamanda su toplama havzası niteliğinde bir yer… Koca İzmir Ovası'nda yer kalmadı da, gelip dağlık alanda, ağaçları kesip heyelan bölgesinde yeni bir konut inşa ettiler” ifadelerini kullandı.
HALK ORAYA NASIL ULAŞACAK?
İzmir Şehir Hastanesi’nin inşaat sürecinin oldukça uzun sürdüğünü ve ciddi bir alt yapı sorununun olduğunu kaydeden Akdemir, “Bizim itirazlarımızda bu yöndeydi. Yolu, ulaşımı yok en başta. Halen yolunun nasıl olacağına dair bir bilgilendirme yapılmadı. Çok hızlı bir şekilde yapılıp ‘içeriğini sonradan toparlarız’ mantığı ile hareket edildi. İzmir Tabip Odası ile beraber şehir hastanelerine yönelik itirazlarımızı sürdürüyoruz. Bu tip hastanelerin ulaşılabilirlik sorunu olduğunu, bu kadar büyük bir alanda, bu kadar insanı aynı yere toplama ihtiyacının sağlık sistemi içerisinde mantıklı bir karar olmadığını aktardık. Son dönemdeki plansızlığın ya da gecikmenin temel nedeni de zaten alt yapı! İkinci bir neden ise yolunun olmayışı. Halk oraya nasıl ulaşacak?” sorusunu yönlendirdi.
TOPYEKÛN BİR YANLIŞIN DEVAMI
Kolonlarda yapılan güçlendirme çalışmalarına değinen Akdemir, “İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi ile birlikte konuya ilişkin açıklama beklediğimizi içeren bir yazı ilettik. Ancak o yazıya rağmen bizlere geri dönüş yapan olmadı. Zaten yapılan hiçbir çalışma halka açık ve şeffaf değil. Bilgilendirme kaygısı güdülmeden yürütülen bir süreç. Güçlendirme çalışmalarının amacı ise imalat hatasından kaynaklı olabilir, projede, tasarımda hata yapmış olabilirler ya da oradaki alanın kullanım niteliğini değiştirerek güçlendirme de yapmış olabilirler. Yani var olan kat sayısının üzerine çıkmak, ek bloklar, binalar yapmak için güçlendirmek istemiş olabilirler… Yeni yapılan bir binada güçlendirme çalışması yapılıyorsa zaten bir sıkıntı vardır. Topyekûn bir yanlışın devamıdır. Yeni yapılan ve henüz kullanıma açılmayan bir binanın kolonlarını güçlendirmek bile başlı başına bir sorunun olduğunu işaret eder. Mühendislik tekniğine uygun bir davranış değil” eleştirisinde bulundu.
ORASI BİR DERE YATAĞI!
İzmir Şehir Hastanesi’nin ‘deprem riski taşıdığı’ iddialarını ise doğru bulmadıklarını belirten Başkan Akdemir, “Bunlar sadece bir söylenti. O bölgenin volkaniklerden dolayı görece olarak zemini sağlam. Bu konuya dair net bilgiyi Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şubesi’nden de alabilirsiniz. Bölgenin zemin anlamında bir kaygısı yok. Zemin etütleri yapılmıştır, oradaki volkanik antrasitlerin kaç metre aşağıya kadar gittiği belli. Ana kayaç üzerine yapılmış bir yapı. Fakat bizim endişe ettiğimiz konu deprem değil, sel felaketi. Orası bir dere yatağı! Sel bölgesi yani. Aynı zamanda su toplama havzası niteliğinde bir yer. 95 yılında İzmir’de yaşanan sel felaketini hatırlayanlar bilir. Yamanlar Deresi’nin taşmasıyla binlerce insan yaşamını yitirmişti. Müthiş bir yağmur birikimi var orada” sözlerini gündeme getirdi.
BUGÜN BU İZİNLER VERİLİRSE…
Akdemir, “Çay Mahallesi ve Osmangazi bölgesinde dehşetli bir sele neden olur. Asıl sorun burası. Endişeliyiz! 25 yıl önce bu kentte sel dolayısıyla 60’ın üzerinde insan öldü. Arabalar Körfez'den toplandı. Hele ki bu iklim değişikliğinde her türlü senaryoyu düşünmek zorundasınız… Koca İzmir Ovası'nda yer kalmadı da, gelip dağlık alanda, ağaçları kesip heyelan bölgesinde yeni bir konut inşa ettiler. Baktığımızda, burada şehir hastanesi haricinde hiçbir yapılaşma yok ve oldukça büyük bir boş alan. Bu vesileyle, her ne kadar açıkça söylenmese de arka planda bu bölgenin imara açılması planlanıyor. Bunu söylemek için mühendis ya da mimar olmaya da gerek yok. Bakanlığın bu kararına ne yazık ki yerel idarenin de destek verdiğini görüyoruz. Bugün bu izinler verilirse, yarın bedel öderiz” cümlelerine dikkat çekti.
ÇOK ANLAMSIZ BİR RANT SÜRECİ
“Kontrolsüz, iyi tasarlanmamış, planlaması sağlıklı yapılmamış bir mekanın da bu süreci yaşaması çok mümkün” diyen Başkan Akdemir, şunları ekledi: “İzmir Şehir Hastanesi dere yatağındaki o kontrolsüzlüğü artıracak. Süreci şeffaf yürütmedikleri için bizler de arka planda yasal olmayan durumların olduğunu düşünüyoruz… Şehir hastanesine yönelik şikayetleri bizden daha çok vatandaşların yapması gerekiyor. Böyle kocaman kocaman hastanelerle sağlık problemini çözemezsiniz aksine daha da kemikleştirirsiniz. Kentin içindeki hastaneleri kapatacaklar, dağın başına gönderecekler. O hastaneye kim gider? Kentin garibanları… Vatandaşın gidebileceği dolmuş ve otobüsleri koymayacakları gibi merkeze de özel hastaneleri yapacaklar. Buralar ise zenginlerin meskeninde olacak… Sadece İzmir Şehir Hastanesi özelinde değil bu tepkimiz, şehir hastanesi sistemine karşıyız. Hastane kolay ulaşılabilir olmalı, bu kadar sade ve basit. Devasa olmasına gerek yok, önemli olan içerik. Çok anlamsız bir rant süreci. Buradaki başlıca amaç kentin içinde boş kalan diğer hastaneleri, alanları betona çevirip satmak, özelleştirmek. Öyle bir hale getirecekler ki hasta dağın başına gitmektense yakınlardaki illere tedavi olmaya gidecek. İzmir’i vatandaşı hastaneye erişememek bekliyor, doktora ulaşamamak bekliyor, özel hastanelere mahkum olmak bekliyor, hasta göçü bekliyor!”