Konutta Kriz Büyüyor: Adalet Nasıl Sağlanacak?

Konut piyasasını değerlendiren gayrimenkul danışmanı Hasan Gürlek, piyasada arz talep dengesinin bozulduğuna dikkat çekerek, 'Adaletli fiyat belirlenmesi için hem mülk sahibinin hem de kiracının bakış açısı ile reel piyasaya, ekonomik şartlara, enflasyona göre bakmak bir zorunluluk' dedi.

Milli Gazete’den Mehmet Fahri Özkan’ın haberine göre, Konut kiralarında pandemi ile birlikte başlayan yükseliş trendi, ekonomideki kötü gidişat ile daha da içinden çıkılmaz bir hâl aldı. Yaşanan krizin temelinde arz talep dengesinin bozulmasının yattığına dikkat çeken gayrimenkul danışmanı Hasan Gürlek, ekonominin birbirine bağlı olan yapısının zarar gördüğünü belirterek, “Depremde çok sayıda konut ve işyeri yıkıldı. Büyük şehirler göç aldı. Vatandaş, barınma ihtiyacını karşılamak için mecburen göç etmek zorunda kaldı” dedi.

Gürlek, konuşmasının devamında şu ifadeleri kullandı:
“Büyük şehirlerde örneğin 10 bin konut var ise gelen 20 bin kişi için yetmedi. Burada arz talep dengesi bozuldu. İnşaat maliyetlerine gelen zamların ardından yeni konut ve ticari alan yapımları azaldı. Bu durum, konut ihtiyacını karşılayamadı. Kiralık konut talebinin artması üzerine fiyat dengesi yükselişe geçti“

Krizin temelinde arz-talep var
Emlak piyasasında pandemi ile birlikte başlayan yükseliş trendi ekonomide yaşanan kötü gidişat ile daha da artarak devam ediyor. Özellikle büyük şehirlerde kiralık ev bulmak daha da zorlaşırken var olan evler de yüksek kira bedellerinden dolayı vatandaşın belini büküyor. Gayrimenkul danışmanı Hasan Gürlek, yaşanan krizin temelinde arz-talep dengesinin bozulmasının yattığına dikkat çekti.
Kovid-19 salgını ve ardından 6 Şubat’ta yaşanan depremin etkisi ile piyasada arz-talep dengesinin bozulduğuna dikkat çeken Gürlek, ekonominin birbirine bağlı olan yapısının zarar gördüğünü belirterek, “Depremde çok sayıda konut ve işyeri yıkıldı. Büyük şehirler göç aldı. Vatandaş barınma ihtiyacını karşılamak için mecburen göç etmek zorunda kaldı. Büyük şehirlerde örneğin 10 bin konut var ise gelen 20 bin kişi için yetmedi. Burada arz-talep dengesi bozuldu. İnşaat maliyetlerine gelen zamların ardından yeni konut ve ticari alan yapımları azaldı. Bu durum konut ihtiyacını karşılayamadı. Bankaların yüksek oranda faiz uygulaması konut satın almak isteyen adayların işlerini zorlaştırdı. Kiralık konut talebi artması üzerine fiyat dengesi yükselişe geçti” dedi.

“Adaletli fiyat için taraf olmamak gerek”
Temel ihtiyaçlara gelen zamlara dikkat çeken Gürlek, zamların tüm vatandaşları etkilediğinin altını çizerek, “Reel piyasada temel ihtiyaçların fiyatlarına gelen sürekli zamlar herkesin gelir durumunu aşağıya çekti. Giderler yükselişe geçti. Kredi kartı kullanımı arttı. Piyasada nakit akışı durmuş vaziyette. Bu durum insanları, ellerindeki mülklerin bedelini artırmak zorunda bırakıyor. Devletin kira artışlarına yüzde 25 sınırlandırma koyması üzerine, mevcut konut kiracıları ile mülk sahipleri arasında çatışma çıktı. Adaletli fiyat belirlemek için taraf olmamak gerekiyor. Arabulucu, hem mülk sahibinin hem de kiracının bakış açısı ile reel piyasaya, ekonomik şartlara, enflasyona göre bakmak zorunda” ifadelerini kullandı. “Son 2 yılda fiyatlar 10 kat arttı”

Yaşanan ekonomik sorunların hem mülk sahibini hem de kiracıları etkilediğine dikkat çeken Gürlek, yaşananların piyasayı ve insanları dengesizliğe ittiğinin altını çizerek, “Taraflarda psikolojik anlamda dengesizlik oluştu. Belirlenen fiyatlar da dengesizleşti. Ankara geneli kiralık konut fiyatlaması yapmamız gerekirse ortalama en düşük konut kirası 7 bin TL olduğunu söyleyebiliriz. Bir gayrimenkulün fiyatını değerlediğimizde geçmiş 2 yıl önceki fiyatlarına bakıyoruz. Son 2 yıl baz alındığında fiyatlama en az 10 kat arttı” diye konuştu.