Kriz inşaatçıyı vurdu... Taşdelen; "Üretim bandını kapatan firmalar var" 

Yüksek enflasyon oranı, baskılanan döviz kurlu ve ekonomik dengesizlik inşaat malzemeleri sektörünü de etkiledi. İzmir İnşaat Malzemeleri İmalatçıları ve Satıcıları Odası Başkanı Cumhur Taşdelen sektörün zor durumda olduğunu, bazı üreticilerin bant kapattığını dile getirdi. 

Gerçek Haberci'den Gamze Elif Elekler'in haberine göre Yaklaşık 200 sektöre katkı koyan inşaat sektörünün zor günler yaşadığını dile getiren; İzmir İnşaat Malzemeleri İmalatçıları ve Satıcıları Odası Başkanı Cumhur Taşdelen, “Aralarında büyük firmalarında olduğu bir çok işletme bant kapattı, işçilerine çıkış verdi. Şuan yapılan ticaret de ellerinde fazla kalan stokların zararına satılması üzerinden dönüyor. Çoğu firma iflasın eşiğine gelmek üzere. Bazı fabrikalar konkordato ilan etti fakat konkordatoları kabul edilmedi” iddiasında bulundu.  
İş azlığından dolayı ciddi bir rekabet piyasası oluştuğunun da altını çizen Taşdelen; “İş yokluğundan dolayı firmalar agresif bir rekabet piyasası oluşturuyor. İş olsa yoğun bir rekabet ortamı oluşmaz. Mal satılır zaten rekabet ortamına gerek kalmaz. İş olduğu takdirde üreticinin malının değerini azaltması, zararına satış yapması gibi bir olasılık zaten olmaz” dedi.
“Toplu işçi çıkarmalar bizim sektörde de olmaya başladı”
İç pazarda iş olmadığı takdirde firmaların dış pazara yöneldiğini belirten Taşdelen bu pazara yönelmenin önündeki en büyük sorunun ise baskılanmış kur olduğunu ifade etti. Taşdelen; “Dış piyasaya açılamamanın önündeki bir diğer engel ise savaş ortamı. Mevcut savaş ortamının dünya genelinde bir kriz yaratıyor. Bildiğimiz gibi borsa da kötü dönemlerden geçiyor. Bazı şeyler düzgün gitmiş olsa borsa bu duruma gelmez. Firmaların çoğu geçtiğimiz haftalarda 3 aylık bilançolarını verdiler. Hepsi zararda. Toplu işçi çıkarmalar bizim sektörde de olmaya başladı. Bu durum haliyle diğer sektörlere de yayılacak ve işsizlik problemi bu şekilde daha da büyüyecek” diye konuştu.
Çözüm için koordineli üçlü sacayağı 
Kriz ortamının son bulması ve piyasalardaki durgunluğun önüne geçebilmek için öncelikle mevcut ekonomik politikaların sorgulanması gerektiğini aktaran Taşdelen, “Tüm dünya faiz arttırırken biz faiz düşürdük. Şuanda onun sıkıntısını biz çekiyoruz. Bu durumdan kurtuluş yolumuz gerçek enflasyon oranına göre faiz artışı olmalı. Gerçek enflasyona göre döviz artmalı. Bu üçlü sacayağı koordineli bir şekilde ilerlerse ve birbirini desteklerse çözüme ulaşabiliriz. Örneğin enflasyon 100 birimse faiz de 100 birim olmalı senelik kur artışı da 100 birim olmalı. Bunlardan biri 90 birim olduğu an yine dengesizlik oluşur.” dedi. 
Banka kredisi ve kredi kartı faizlerinin de artış gösterdiğine değinen Taşdelen, bu durumun önemini şu şekilde açıkladı: 
“Kredi kartları gecikme faizleri yükseldi ve insanlar artık gün içinde bankalar tarafından kredi kartı borcu ödemesi adına defalarca kez aranıyor. Bu bazı şeylerin yürümediğinin ve uzun dönemde de yürümeyeceğinin göstergesi. Büyük bir sonun başlangıcındayız. Türkiye’de şuana kadar sürmüş olan en büyük krizler bile 3-4 ay sürdü. Biz ortalama 1 buçuk 2 senedir krizdeyiz. Bahsettiğimiz üçlü sacayağı düzgün şekilde ilerlemediği takdirde bunun bilançosunu halk olarak biz öderiz.”