Meslek örgütü temsilcileri: İmar affı acilen gündemden çıkarılmalı

TBMM gündemine getirilen imar affını İzmir'de meslek örgütleri temsilcileriyle görüştük. Uzmanlar, imar affının konut sorununa çare olmadığı gibi deprem kuşağı için yıkım anlamına geldiğini söyledi.

Evrensel'ye yer alan habere BBP’nin önerisiyle TBMM gündemine gelen 9. imar affını TMMOB’ye bağlı İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) İzmir Şube Başkanı Eylem Ulutaş Ayatar, Mimarlar Odası (MO) İzmir Şube Başkanı İlker Kahraman ve Şehir Plancıları Odası İzmir Şube Yöneticisi Yusuf Ekici ile konuştuk. 

‘KONUT SORUNUNA ÇARE ÜRETİLMİYOR’

Nüfus hareketinin kentlere doğru akmasıyla doğan barınma ihtiyacına çözüm gibi sunulan imar aflarının kentleri plansızlığa ittiğini beliren İMO İzmir Şube Başkanı Eylem Ulutaş Ayatar, konut sorununa çare üretemeyen iktidarların sarıldığı imar aflarının gündemimizden düşmeyen birer başlık haline geldiğini söyledi.

TBMM gündemine gelen imar affı taslağının bütünüyle kuralsızlığın yeniden tanınması ve onaylanması anlamına geldiğini söyleyen Ayatar, “Taslağın gerekçe kısmında, bir önceki imar affından faydalanmak için gerekli şartları sağlamayan kesimin mağduriyetinden bahsedilirken, affa uğrayacak binaların yapım yılının 2022 temmuz ayına kadar uzatılmış olmasının ise izaha ihtiyacı vardır. İmar afları, yapıların planlama ilkelerine aykırı bir şekilde resmileştirilmesidir. Üstelik yapıların deprem riski açısından güvenliğinin sorgulanmadan kabulü ise yaşanılacak felaketlere davetiye çıkarmaktır. Mühendislik yok sayılarak imara aykırı yapıların tescillenmesinin ne kentleşme sorununa ne de konut sorununa bir çare olması beklenilemez” dedi.

YİNE SEÇİM ÖNCESİ YİNE ‘İMAR AFFI’

Her seçim öncesi alışkanlık haline gelen “imar affı”nın yine gündeme geldiğini söyleyen ŞPO İzmir Şube Yöneticisi Yusuf Ekici ise “Ülkemiz imar afları yüzünden çok ağır bedeller ödedi, ödemeye devam ediyor. Bu hukuksuz düzenlemeler, en ufak bir deprem, yağmur, salgın vb. durumların afete dönüşmesine ve can kayıplarına neden olarak çok daha acı ve hayati sonuçlar ortaya çıkarıyor” dedi.

İmar aflarıyla devletin vatandaşları teknik hizmet almamış, sağlıksız yapılarda yaşamaya teşvik ettiğini söyleyen Ekici sözlerini şöyle sürdürdü: “Şu an gündemde olan kanun değişikliğinin 2018 yılında yürürlüğe konulan bütünüyle Anayasa’ya aykırı olan düzenlemede yer alan sözde kurallara dahi uymayanları affetmeye dönük olduğunu görüyoruz. Kanun değişikliği söylentisinin bile ülkenin birçok yerinde hukuksuz yapılaşmaların hızlanmasına sebep verdiğine basın üzerinden tanık oluyoruz. Bu nedenlerle kanun değişikliğinin çok acil bir şekilde gündemden kaldırılması gerektiğini savunuyoruz. Eğer bir değişiklik yapılacaksa Anayasa’ya imar affının suç olduğuna dair hüküm eklenmesi ile bütün toplumun rahat bir nefes alacağını düşünüyoruz.”

‘DEPREM ÜLKESİNDE İMAR BARIŞI YIKIMDIR’

İmar barışının deprem ile yaşamaya çalışan bir ülke için yıkım olduğunun altını çizen MO İzmir Şube Başkanı İlker Kahraman ise, “Fırsatçılığın, kural tanımazlığın ödüllendirilmesi, bilimin kapı dışarı edilmesi… Bu yüzyılın en büyük yüz karası olarak nitelendiriyoruz. İzmir’de yaşanan 30 Ekim depreminde yaşamını yitiren 117 vatandaş ruhsatlı yapılarda yaşamını yitirdi. Hiçbir mimarlık mühendislik hizmeti almamış yapılara izin vermek vatana ihanet ile eş tutulması gerekirken anormal bir kez daha normalleştirilmektedir” diye konuştu.

İMAR AFFINDAN KİMLER FAYDALANACAK 

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının internet sitesinden bir alıntı ile durumun vahametini açıklayan Kahraman, “İmar mevzuatı dışına çıkan yani fazla kat ve daire yapan Yapı Konut Kooperatifleri bu yeni yasadan faydalanarak, imar barışında yapı kayıt belgesi alabilecekler. Üniversitelerinde bilimsel yaklaşımlar uygulamaya çalışan, hukuk sayesinde kamusal düzen ve eşitlik sağlaması gereken bir ülkede bu soruya bakanlığın verdiği yanıt için tüm bakanlık üst yönetimi istifa ettirilmelidir. Ama bizim ülkemizde ne yazık ki tam tersi olur” dedi.

‘CAN GÜVENLİĞİ TEHLİKEYE ATILIYOR’

Belirli bir sayıda katı taşıması için hesap edilmiş olan kolan kiriş ebatları ile 1 kat- 2 kat daha fazla çıkılabiliyor ise hesaba neden ihtiyaç olduğunu soran Kahraman, “Bu durumda herhangi bir müteahhidin rant amaçlı fazla kat çıkmasına kim nasıl engel olabilecektir. Aralanan bu kapının sonuna kadar açılacağı aşikardır. Giderek bilimsellikten daha çok uzaklaşan ülkemizde bu yaklaşımların son bulması en büyük hayalimizdir” diye ekledi.