Normalleşme sürecinin konut sektörüne etkisi
Normalleşme sürecinin başlamasıyla beraber konut kredisi faizleri, rekor düzeyde geriledi. Ancak bunu fırsata çevirmek isteyen ev sahipleri hem satılık fiyatları hem de kira fiyatlarını fahiş oranda artırdı.
Dünya Gazetesi köşe yazarı Şeref Oğuz, bugünkü yazısında ''Normalleşme sürecinin konut sektörüne etkisi''ni kaleme aldı. İşte o yazı...
Ekonomide açılım süreci, Korona’dan hangi dersleri çıkardığımızı bize gösterdi. Daha doğrusu neredeyse hiç ders çıkarmadığımızı… Hatta daha da anormal alışkanlıklar edinmeye başladığımızı…
Kapalı kaldığı sürede kaçırdığı tüm fırsatları, bir an önce yakalamak için hummalı faaliyet içine girenlerimiz var. Bazı firmalar, durduk yerde fiyatlarını arttırarak, enflasyon değirmenine su taşımaya başladı bile.
Konut kredisi faizleri, rekor düzeyde geriledi. Ancak krediden gelen doğrudan konut sahibine gidecek gibi görünüyor. Zira 1 hafta önce 500 bin lira olan konut, kredi faizleri açıklanınca, 650 bin liraya çıkıverdi.
İşler durduğu için kira ödeyecek imkânı olmayanların kapısı, ekonomi açılır açılmaz ev sahipleri tarafından zam talebiyle çalınmaya başladı bile… Açılma sürecinin zaman alacağı, bu yüzden panik zamlara gerek olmadığı itirazlarına kulak asan pek yok gibi…
Oysa teori şuydu; Korona bize ayna tuttu. İhtiyaçlarımız ile isteklerimizi ayrıştırdık. Sosyal mesafenin getirdiği düzenlemeler çerçevesinde, işleri, yeni normale taşıyacaktır. Yeni normal, aşırı kâr hırsının olmadığı, paylaşımcı, nimet külfet dengesini kuran etik ve ekonomik vaatler ile geliyordu.
Ancak gerçekleşme şu oldu; Salgın öncesi zaten sorunlar yumağı haline gelmiş ekonomilerin eski anormaline dönüverdik. Görünen o ki bunca bedel, binlerce can kaybı ve ekonomik külfete boşuna katlanmışız.
HANİ DAHA ADİL PAYLAŞIMCI OLACAKTIK?
Olamadık. Kapandığımız gibi açıldık. Hatta saçılıverdik… Ekonomi kapalıyken kaçırdıklarımızı da bir an önce panik atak kazanma gayretiyle, daha vahşi kapitalist oluverdik. Halbuki Korona bizi ehlîleştirecekti.
Görünen o ki daha adil ve paylaşımcı olmak yerine, nimeti alıp külfeti öteleme kurnazlığı, bütün hışmıyla geri dönmüş… İkinci bir dalgayı galiba COVID-19 yerine bu hadsizlik başlatacak.