Yapı denetim kanunundaki değişikliğe müteahhitler tepkili!
Yapı Denetimi Hakkında Kanununda yapılan değişiklik ile özel binaların yapımını denetleyecek yapı denetim kuruluşlarının Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından elektronik ortamda belirlenmesi durumunu eleştiren Anadolu İnşaatçılar Birliği ve Mamak İnşaat Müteahhitleri Derneği (MİMDER) Başkanı Hamza Can, 'Zor durumda olan müteahhitlere ek bir külfet çıkmıştır. Artık yapı denetim, proje ve inşaata hazırlık maliyetleri neredeyse iki katına çıkacaktır' dedi.
Yapı Denetiminde yapılan değişiklik ile yapı müteahhitlerinin yapı denetimi kuruluşunu seçme şansının ortadan kaldırıldığına dikkat çeken Hamza Can; yapılan düzenlemenin sektörde yer alan büyük müteahhitlik firmalarının, yapı denetim firmalarının ve TOKİ’nin işine geldiğini belirterek “Bu yasa değişikliğinin hayata geçirilmesiyle birlikte yerel ve yerli müteahhitlik sistemi tarih olmuştur. Zor durumda olan inşaat müteahhitleri yapı denetimi ve inşaat maliyetinin altından kalma şansı kalmamıştır. Müteahhitlerimiz gerektiğinde yapı denetim firmaları ile pazarlık yapabiliyor ve zaman zaman da borcuna karşılık daire verebiliyordu. Yeni sistemde bu durum da ortadan kalkmıştır. Müteahhitlerimiz tüm çıkış noktaları tıkanmıştır” açıklamasında bulundu.
Yeni tebliğ uyarınca yapı denetim kuruluşlarının her ilde Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliği ile belirlenen üç yapı grubu için ayrı ayrı sıralanacağını ve ilk sıralamanın noter huzurunda yapılan çekilişle belirleneceğini ifade eden Can; “Kuruluşlara görevlendirildikleri işlerin yapı denetimi hizmet sözleşmesi bedeli nispetinde puan verilecek, daha sonraki sıralamalar puanı az olandan çok olan kuruluşa doğru yapılacak ve gelen işlerde sırasıyla yapı denetim kuruluşları, puanı az olan kuruluştan çok olan kuruluşa doğru Bakanlıkça elektronik ortamda görevlendirilecektir. Bu durum işini iyi yapanla, kötü yapan arasındaki ayrımı mümkün kılmamaktadır. Ayrıca müteahhitlerimiz yaptıkları evleri kura usulü satmamaktadır. Ev alacak insanlar Bakanlığa müracaat ederek sıradaki evi almak istiyoruz, dememektedir. Bu sistem ayakta durmakta zorlanan firmalarımıza vurulan son darbedir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı şimdiye kadar yaptığı tüm uygulamalarda sadece sektörün büyük oyuncularını kurtarmaya ve kollamaya yönelik çalışmalara imza atmış ve atmaya devam etmektedir.” diyerek sözlerine devam etti.
Müteahhitlerin sistem içerisinde birçok haksızlık ile karşı karşıya bulunduğunu belirten Hamza Can, “Tüm işlemleri taşeron firmalar aracılığı ile yapsalar bile işçilik tutarına yönelik olarak fazladan SGK primi ödemektedir. Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliğinde yapılan ana revizyonlar çerçevesinde ara teknik elemanı olarak teknik öğretmen ve teknikerlerin belirli sınırlamalar içerisinde şantiye şefi ve yardımcı kontrol elemanı olması sağlandı. Yani devletin istihdam edemediği kim varsa, zorla müteahhitlerin sırtına sarılmak istenmektedir. Bilinmesini isterim ki, müteahhitler artık bu yükü kaldıramaz. Yap sat müteahhitliği artık tarih olmuştur” ifadelerini kullandı.
Çok uluslu şirketlerin yerel ölçekteki işletmeleri bitirdiği gibi, yapı işlerinin de artık yabancı sermayenin eline geçeceğini aktaran Can, “Yapılan düzenlemeler artık soluğumuzu kesmiştir. Müteahhitlerimiz artık yabancı ve büyük sermayedarların ya taşeronu, ya da işçisi haline gelecektir. Böylece ucuz konut hayali de suya düşmüştür. Daha güvenli ve sağlıklı yapılar iddiasında olan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yetkililerine şunu sorma hakkımız bulunmaktadır. 1999 yılından sonra yapılan hangi bina güvenli değildir? Konu ile ilgili olarak yapılmış kaç tane şikayet vardır? Müteahhitlik mesleği son yıllarda sürekli olarak kendisini aşmıştır. Bu mevzuatla değil, işin doğası gereğidir. Fakat şuanda çıkarılan tüm mevzuatlar sektörü kilitlemektedir. Müteahhitlerimiz de sahipsiz” diyerek açıklamalarını tamamladı.
Kaynak:Emlak Dream