Maraş merkezli, birçok ilde yıkıma ve can kaybına neden depremlerde yıkılan ya da imara aykırı değişiklik tespit edilen binalarla ilgili olarak Cumhuriyet Savcılıklarınca yürütülen soruşturmalarda, şimdiye kadar 213 kişi tutuklandı. Adana’da yıkılan binalarla ilgili yürütülen soruşturmalara kısıtlılık kararı getirildi.
Avukat Tugay Bek kısıtlılık kararını Evrensel'e değerlendirdi:
Adana’da yıkılan 11 binayı inşa eden 11 müteahhit tutuklandı. Adana’da Cumhuriyet Savcılarının talebi doğrultusunda, Sulh Ceza Hakimlikleri tarafından soruşturma dosyalarında “kısıtlılık” kararı alındı. Böylece soruşturmalar, davaya dönüşünceye kadar, dosyanın tarafı olanların ve vekillerinin soruşturma dosyasını inceleme ve belge örneği almasının önüne geçilmiş oldu.
'KARAR KANUNA AYKIRI'
Hukuk sistemimiz, kural olarak soruşturmada taraf olanların ve onların vekillerinin dosyayı inceleme ve belge alma haklarını tanımaktadır. Bu hakkın, istisnası olarak düzenlenen CMK Madde 153/2’de “Müdafinin dosya içeriğini inceleme veya belgelerden örnek alma yetkisi, soruşturmanın amacını tehlikeye düşürebilecek ise… kısıtlanabilir” denmektedir. Soruşturmanın amacını, en genel hali ile, depremle yıkılan binalarda meydana gelen yaralanma ile can ve mal kayıplarında kusuru tespit edilenlerin cezalandırması, olarak tanımlayacak olursak, tarafların dosyayı inceleyip belge alması bu amacı nasıl tehlikeye sokmuş olabilir? Esasen, Anayasal düzeni hedef alan, uyuşturucu ticareti ve mafya benzeri suç örgütlerine yönelik soruşturmalarda, şüphelilerin kaçmasının, gizlenmesinin ve delilleri karartmasının önüne geçmek amacı ile kanuna konulmuş olan “Kısıtlama” kararının, deprem soruşturmalarında alınması, açık bir hukuk ihlalidir.
Kısıtlama kararları ile;
Hangi üstün kamusal yarar korumaktadır?
Toplumdan gizlenen, insanların öğrenmesi istenmeyen bilgi ve belgeler nelerdir?
Siyasi iktidar, bununla neyi amaç edinmektedir?
Deprem soruşturmalarında, tutuklananların büyük çoğunluğu, çöken binaların müteahhitlerinden oluşmaktadır. AKP’li Nurdağı Belediye Başkanı Ökkeş Kavak da yaptığı iki binanın çökmesi sonucu çok sayıda insanın öldüğünün basına yansıması sonucunda cezaevine gönderildi. Hukukun işletilmesi ve “sonuna kadar gidilmesi” halinde, müteahhitlerin yanı sıra, bürokrasiden, yerel yönetimlere ve bir bütün olarak siyasi iktidara kadar, herkesin bu “faciadaki” rolü ortaya çıkacaktır.
AKP, seçimlere giderken, deprem soruşturması dosyalarında iktidarın sorumluluğunu işaret eden bilgi ve belgelere, yanıt vermekle uğraşmak istemediği için hızlı bir şekilde “Kısıtlama” kararı aldırdı. Deprem bölgelerinde, temel atma ve inşaatlaşma süreçleri eşliğinde yürütülecek bir seçim propagandası döneminde, hesap vermesi ve sanık sandalyesinde oturması gerekenin iktidar olduğunun görülmesi istenmiyor.
Soruşturma dosyalarına konulan kısıtlılık kararı ile daha fazla rant ve kar için insanların hayatlarını hiçe sayanların, onlara göz yuman, yol veren bu düzenden nemalananların tamamının hak ettiği bir şekilde cezalandırılmasının önüne geçmek istenmektedir
Yaşanan bu trajedinden gerçek anlamda dersler çıkartılabilmesi, açıklık ve şeffaflık ve katılımcı bir şekilde meseleyi masaya yatırıp tartışmaktan geçiyor. Hangi yanlış uygulamaların, bunca acıya neden olduğunu ortaya koymadan, tüm sorumluların caydırıcı bir şekilde cezalandırılmasın sağlamadan, huzur ve güven içinde yaşamı yeniden inşa etmemiz mümkün değildir.
Bugün başta Barolar olmak üzere, toplumun örgütlü kesimleri ve deprem sonrasında oluşan dayanışma ağlarının, açılan bu dava süreçlerine müdahil olması ve “kısıtlama” kararları ile soruşturmaların halktan kaçırma çabalarına, dur demesi gerekmektedir.
YORUMLAR