İzmir'in simge mekanlarından Kordon'da yapılmaya başlanan ve "Alsancak’ta yaşanan taşkınlara önlem" amacı taşıdığı belirtilen geçici fırtına duvarı, kamuoyunda tartışmalara neden oldu. İzmir'deki birçok sivil toplum kuruluşu ve meslek odası, 700 metre uzunluğunda planlanan projenin kentin kamusal alanlarını olumsuz etkileyebileceği konusunda endişelerini dile getiriyor.

TMMOB Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi tarafından yapılan açıklamada, İzmir'in denizle buluşma noktalarından biri olan ve kentin sosyalleşme alanı olarak bilinen Kordon’a yapılacak müdahalelerde daha hassas olunması gerektiği vurgulandı. Geçmişte verilen mücadelelerle 6 şeritli otoyol projesinden kurtarılarak halka kazandırılan Kordon’un, 80 santimetre yüksekliğinde bariyerlerle bölünmesinin kamuya erişimi zorlaştıracağı ve denizle bağını koparacağı belirtildi.

Kamuoyuna Yeterince Bilgilendirme Yapılmadı

Projenin hayata geçirilmesiyle ilgili kamuoyuna yeterince bilgi verilmediğine dikkat çeken Şehir Plancıları Odası, bu durumu “büyük talihsizlik” olarak nitelendirdi. Yapılan açıklamada, projenin iklim değişikliğinden kaynaklanan deniz taşkını, sellenme ve ısı adası sorunlarını çözmek amacıyla planlandığı iddiasının bulunduğu, ancak bu iddiaların teknik analiz ve fizibilite çalışmalarıyla desteklenip desteklenmediğinin belirsiz olduğu ifade edildi.

Yaya Erişimi ve Engelliler İçin Zorluklar Doğurabilir

Özellikle Kordon’un kıyı tarafında yer alan yürüyüş yolunu çim alanından ayıracak şekilde inşa edilecek bariyerlerin, halkın denizle olan bağlantısını koparabileceği belirtilirken, bu tür bir uygulamanın benzer ülkelerde kıyının kotunu yükseltmek şeklinde gerçekleştirildiği, ancak burada uygulanacak duvarın erişim sorunları yaratabileceği öne sürüldü. Ayrıca, duvarın üzerinde yer alacak 22 kapının, özellikle yayaların ve engellilerin erişiminde sıkıntılara neden olabileceği kaydedildi.

"Bütüncül Çözümler Gerekli"

Şehir Plancıları Odası, Kordon gibi kamusal alanlara yapılan müdahalelerin, kentin mekansal aidiyetine zarar vermeden ve geçmişten gelen kent mücadelesi tarihini gözeterek gerçekleştirilmesi gerektiğini belirtti. Sorunların kaynağına odaklanan bütüncül çözümler gerektiğine işaret eden oda, projenin bu şekliyle doğru olmadığını ifade etti.