Türk insanı için ‘Ev’lenmek olmazsa olmazların başında yer alıyor. Özellikle ekonominin daraldığı, konut kiralarının fahiş bir biçimde arttığı günümüzde rahat geçinebilmek için ev sahibi olmak daha da önem kazanmış durumda. Konut fiyatlarının alım gücünün üzerinde arttığı ülkemizde konut sahipliği oranı da her geçen yıl giderek düşüş eğiliminde. TÜİK verilerine göre, 2014’te yüzde 61 olan konut sahipliği oranı yüzde 57’lere gerilemiş durumda. Ülkemizde yaşanan yıkıcı depremler, göç, mülteciler, nüfus artışı, evlenme ve boşanmalarla birlikte her yıl ortalama 800 bine ulaşan yeni konut ihtiyacı da artıyor. Ancak konut kredi faizleri psikolojik sınır olan yüzde 1’lerin çok üzerine çıkarak insanların krediyle ev sahibi olmasını engelliyor. Barınma krizinin yaşandığı günümüzde insanların konut edinim ihtiyacını karşılamak ve piyasayı hareketlendirmek isteyen ArsaVev başta olmak üzere sektörde konuta erişimi kolaylaştıracak arsadan konuta iki adımda ev sahibi olmayı içeren yeni modeller geliştirilmiş durumda. Bu şirketlerin bazıları mortgage kredilerinin olmadığı 80’li yıllardaki kooperatif sistemlerini günümüze uyarlayıp geliştirdiklerini aşamalı projelerle önce arsa alımı yapıp sonrasında düzenli ödemelerle konut geliştirilmesine yönelik projelerini tüketicilere sunuyorlar.

Ekonomist Dergisi olarak dosyamızda son dönemde öne çıkan ve giderek yaygınlaşan anahtar teslim projeli arsa satışı trendini, sistemin risklerini ve fırsatlarını mercek altına aldık.