Konut fiyatlarında on yıllardır süren artış pandemiyle birlikte gelecek nesilleri de etkileyecek noktaya vardı.
Pandemiyle birlikte düşük faiz oranlarını, inşaatlardaki yavaşlama, aile harcamalarındaki değişimler ve daha az sayıda evin satışa sunulması küresel konut piyasasını son 18 ayda yeni rekorlara taşıdı. Bu, mevcut sahipler için bir nimet olsa da, kiracılar ve potansiyel alıcılar için felaket demek.
Almanya’nın başkenti Berlin’in belediye başkanı Michael Mueller, ”Toplumun bazı kesimlerinin daire alacak parası olmadığı için şehrin bazı bölümlerinden dışlandığına tanık oluyoruz” dedi ve ekledi: ”Londra’da, Paris’te, Roma’da ve şimdi ne yazık ki giderek artan bir şekilde Berlin’de de durum böyle.”
Ortaya çıkan bu dışlanma, çok hızlı bir şekilde konut meselesini siyasette öngörülemeyen yankıları olabilecek yeni bir fay hattı haline getiriyor. Almanya’daki Ver.di sendikası, kiralardaki bu durumu tarihte büyük huzursuzluklara yol açmış ekmek fiyatlarındaki artışa benzetti.
Hükümetler zorda
Politikacılar, kiralara getirilecek üst limitlerden ev sahiplerine uygulanan özel vergilere, özel mülkiyeti kamulaştırmaya veya boş ofisleri konuta dönüştürmeye kadar her türlü fikri tartışmaya ve uygulamaya başladı. Ancak henüz hiçbir yerde kolay veya sürdürülebilir bir çözüm bulunamadı.
Güney Kore Devlet Başkanı Moon Jae-in’in partisi, Mayıs 2017’de göreve başlamasından bu yana Seul’de daire fiyatlarındaki yüzde 90’lık bir artışla başa çıkamadı. Bunun üzerine iktidar partisi bu yıl düzenlenen belediye başkanlığı seçimlerinde hezimete uğradı. Ülkenin en büyük iki şehrindeki sandıklardan da muhalefet adayları çıktı.
Çin de bu yıl emlak sektörü üzerindeki kısıtlamaları artıran ülkelerden. Hükümet ev fiyatlarını düşürmek için emlak vergisi getiriyor. Çin’in ABD’deki Silikon Vadisi’ne cevap olarak kurduğu teknoloji bölgesi Şenzen’deki bir dairenin fiyatı, temmuz ayı itibariyle sakinlerin ortalama maaşının 43,5 katına eşitti. Bu durum ‘ortak refah’ söylemini kullanan başkan Şi Cinping’in politika yönelimlerine ters vaziyette.
Kanada Başbakanı Justin Trudeau, yeniden seçilmesi halinde konut fiyatlarındaki artışı önlemek için yabancı alıcılara iki yıl ev satın almayı yasaklama sözü verdi.
Uzmanlar: Göz ardı edilmemeli
ABD’li ipotek devi Freddie Mac’in eski CEO’su Don Layton, Harvard Üniversitesi Ortak Konut Araştırmaları Merkezi’ne yazdığı bir yorumda, sorunun ‘göz ardı edilemeyecek kadar büyük’ olduğunu kaydetti.
Layton, hükümetin ev satın alabilmeyi hedefleyen politikalar uygulamaya çalışsa bile alıcıları zor durumda bıraktığı görüşünde. ABD’de nominal ev fiyatları 2008 krizinin zirvesinin yüzde 30 üstüne çıkmış durumda.
Bloomberg analizine göre diğer ülkelerde olduğu gibi ABD’de de kuşaklar arasında barınma konusundaki uçurum büyüyor.
Bir sonraki krizin tohumları…
Borçlanma maliyetlerinin de artmaya başlaması durumunda mevcut konut borçlarının bir sonraki ekonomik krizin tohumlarını ekmesi ihtimali mevcut. Bloomberg’den Niraj Shah, emlak balonu tehdidi altındaki ülkelerin bir gösterge tablosunu derledi. Shah, risk göstergelerinin 2008 mali krizinden bu yana görülmemiş bir yoğunlukta uyarılar verdiğini söyledi.
Bloomberg’deki analizde, hükümetlerin kiracıları veya ev sahiplerini cezalandırmaktan kaçınması öneriliyor.
İsveç’te kiraları artırma girişimi, 63 yıl sonra hükümet düşürdü
İsveç’te sağcılara verdiği taviz uyarınca yeni evlerde kiraların ev sahipleri tarafından belirlenmesi politikasını hayata geçirmeyi hedefleyen başbakan Stefan Löfven hükümeti, parlamentodan güvenoyu alamadı. Ülkede 1958’den bu yana ilk kez bir hükümet gensoruyla düştü.
Berlin’de, kira artışlarını sınırlama girişimi mahkeme tarafından reddedildi. Bunun üzerine kampanyacılar, büyük özel mülk sahiplerinin mülklerine el konulması konusunda referandum yapılması için yeterli sayıda imza topladı. Önerge 26 Eylül’de oylanacak. Yerel yönetim, arzı genişletmek için iki büyük kurumsal ev sahibinden 2,46 milyar avroya (25 milyar TL) yaklaşık 15 bin daire satın alacağını duyurdu.
Türkiye’de durum daha vahim
Asgari ücretin 2 bin 825 lira olduğu Türkiye’de ise durum daha kötü. Özellikle İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyükşehirlerde kiralar el yakıyor. 20 milyona yakın insanın yaşadığı İstanbul’da bazı mahallelerde artış yüzde 290’a vardı. Yüz yüze eğitime geçilmesiyle şehre dönen öğrenciler de çaresizlik içinde.
İstanbul’da devlet yurtlarında yer bulamayan ve artan kira fiyatları nedeniyle eve çıkamayan öğrenciler, bu soruna dikkat çekmek için dün Kadıköy’de geceyi sokakta uyuyarak geçirdi.
‘Brexit’i konut krizi yarattı’
Centre for Cities adlı düşünce kuruluşu, konut meselesi ile Britanya’nın 2016’daki referandumda Avrupa Birliği’nden ayrılma oyu vermesi arasında bağlantı olduğunu öne sürdü. Kuruluşa göre konut eşitsizliği politikayı ‘karıştırdı’.
İspanya: Tahliyeler ve pandemide tutulmayan sözler
İspaya’nın en büyük şehirlerden Barcelona’nın en yoksul mahallelerinden Ciutat Meridiana’da tahliyeler hayatın istenmeyen bir gerçeği.
Ülkede geçen mart ayında Covid-19 krizi süresince tahliyeleri durdurmak üzere bir yasa çıkarıldı. Başbakan Pedro Sanchez de tahliyelerin duracağı sözünü verdi. Ancak Ciutat Meridiana’da durum hiç de öyle olmadı. Nitekim tahliyelerle mücadele eden pek çok kişi, yasanın çıkmasından sonra dahi binlerce kişinin tahliye edildiğini söylüyor.
Bu duygusal meseleyle birlikte İspanya’nın kronik sosyal barınma eksikliği de tekrar gündeme geldi ve barınma hakkı konusundaki kamusal tartışmaları alevlendirdi.
Arjantin
Yıllık enflasyonun yüzde 50 civarında seyrettiği Arjantin’de halk fiyat artışlarına yabancı değil. Ancak Lucia Cholakian gibi Buenos Aires sakinleri için kira artışları siyasi hoşnutsuzluğu artırıyor.
28 yaşındaki araştırma görevlisi, partneriyle daha ucuza yer bulmak için şehir merkezindeki bir apartman dairesinden taşradaki bir yerleşim bölgesine taşındı. Ancak buna rağmen bile o zamandan beri kirası üç kattan fazla arttı.
Ülke genelinde siyasi hoşnutsuzluğu artıran bu durum sonrası Başkan Alberto Fernandez’in koalisyonu tarafından kabul edilen yasa, Cholakian gibi kiracılara daha fazla hak vermeyi amaçlıyor. Yeni kurallara göre, geleneksel olarak iki yıllık olan sözleşmeler şimdi üç yıla uzatıldı. Bununla birlikte ev sahiplerinin fiyatları belirlemesi yerine, merkez bankasının ikinci ve üçüncü yılda kiraların ne kadar yükselebileceğini belirlemesine olanak veren bir endeks oluşturuldu.
Dünyanın dört bir yanında kargaşa hakim
Dünyanın dört bir yanından gelen bu hikayelerin gösterdiği gibi, barınma konusunda kaos hakim olmuş durumda. Sol veya sağ fark etmeksizin bütün iktidarlar şu an barınma sorunu hakkında neler yapabiliceğini kara kara düşünüyor. Bu krizin siyasal ve ekonomik anlamda neler getireceğini konusundaki yorumların birçoğu ise olumsuz.
YORUMLAR