2021 yılı mart ayı ve 2022 yılı mart ayı arasında; çimentonun tonu 250 liradan yüzde 300 artarak 1000 liraya, betonun metreküpü 220 liradan yüzde 300 artışla 800 liraya yükseldi.
Artan inşaat maliyetleri yeni konut inşa etmeyi zorlaştırırken, orta sınıfın alımlarını da düşürdü. İMKON verilerine göre son 1 yılda malzeme fiyatlarında ortalama yüzde 229 artış yaşandı.
Mart 2021’de 5 bin 500 TL olan inşaat demirinin tonu, Mart 2022’de yüzde 190 oranında artarak 16 bin TL’ye yükseldi.
2021 yılı mart ayı ve 2022 yılı mart ayı arasında; çimentonun tonu 250 liradan yüzde 300 artarak 1000 liraya, betonun metreküpü 220 liradan yüzde 300 artışla 800 liraya, alüminyumun kilosu 35 liradan yüzde 171 artışla 95 liraya ve düz camın metrekaresi 90 liradan yüzde 222 artışla 290 liraya çıktı.
Dünya’dan Leyla İlhan’ın haberine göre inşaat sektörü temsilcileri, orta sınıfın konut almasının giderek zorlaştığını belirtirken, firmaların azalan arzdan dolayı gelen zamları konut fiyatlarına yansıtacağını söyledi. Öte yandan sıfır konut alamayan, ikinci ele yöneldi, bu da ikinci el konut fiyatlarını yükseltti.
Eski ve yeni konut arasındaki fiyat farkı yüzde 10'a kadar geriledi. TÜİK rakamları da ikinci elde artan talebe dikkat çekti; verilere göre 2020 yılında toplam konutlar içinde ikinci el satışların satış payı yüzde 65,2 iken, 2021 yılında bu oran yüzde 69,1’e kadar çıktı.
"FİYATLAR DAHA DA ARTACAK GÖRÜNÜYOR”
1 yılda çimento ton fiyatının 250 liradan 1000 liraya yükseldiğini aktaran İstanbul İnşaatçılar Derneği (İNDER) Başkanı Nazmi Durbakayım, “Fiyatlar daha da artacak görünüyor. Eskiden arz yüksekken üretici bu fiyat artışlarını bir şekilde dengeleyebiliyordu. Şimdi öyle bir durum yok. Çünkü arz yok, yeni proje yok. Dolayısıyla, olduğu gibi zamları aktarması lazım. Şimdi bizde betonun, çimentonun, demirin maliyeti arttıkça bu bedelleri satışlara eklemek zorundayız. Ancak çok proje yapılırsa, arz fazlalaşacak ki zamlar daha az yansıtılsın" dedi.
"METREKARE MALİYETİ 12 BİN LİRA"
İnşaat Müteahhitleri Konfederasyonu (İMKON) Başkanı Tahir Tellioğlu ise, “Çimento aynı zamanda birçok malzemenin fiyat artışını da tetikliyor” dedi. İnşaat metrekare maliyet bedellerinin arsa hariç 6 bin TL’lere geldiğini ifade eden Tellioğlu, “Arsa dahil Türkiye genelinde ortalama 12 bin TL’ye yükseldi metrekare birim fiyatları. 2 ay önce 10 bin TL seviyesindeydi” şeklinde konuştu.
2005 yılında Türk vatandaşlarının konuta erişim oranın yüzde 35 ila 40 iken 2014-2016 yılında bu oranın en yüksek seviyesine çıkarak yüzde 70’e geldiğini anlatan Tellioğlu, “Yani 100 kişiden 70’i ev alabilir seviye oluşmuştu. Şimdi geldiğimiz noktada tekrar yüzde 30-40 bandına geriledik” açıklamasını yaptı.
“FİYAT FARKININ KİRALAMADAN ZİYADE SATIŞTA KENDİNİ GÖSTERDİ”
İkinci eldeki talebi değerlendiren Zingat.com Satış ve Ticari İlişkiler Direktörü Eser Karaismailoğlu, “Geçtiğimiz yıl satılan 3 konutun 1’i son çeyrekte satıldı. Yoğun taleple beraber gerçekleşen satışların ardından eski konut ile yeni konut arasındaki fiyat farkının kapandığını takip ettik. Fiyat farkının kiralamadan ziyade daha çok satışta kendini gösterdiğini gözlemliyoruz” dedi.
“KONUT FİYATLARI YAKLAŞIK YÜZDE 60 ARTTI”
2021 başında eski konut ile yeni konut arasındaki fiyat farkının aynı yılın aralık ayında 10 puana kadar gerilediğini takip ettiklerini belirten Karaismailoğlu, “Fiyat artış trendlerini incelediğimizde son 1 yılda ülke geneline baktığımızda konut fiyatları yaklaşık yüzde 60 arttı. Zingat.com geçmiş ilan verilerine göre, aynı özelliklere sahip yeni yapılar ile eski yapılar arasında normal şartlarda yüzde 30-40 aralığında fiyat farkı olurdu” dedi. Karaismailoğlu, İstanbul, İzmir gibi büyük iller ile bu illerin merkezi ilçelerinde özellikle fiyat farkının kapandığını takip ettiklerini söyledi.
“VATANDAŞLARIMIZ İÇİN KONUT HALEN CAZİP BİR YATIRIM ARACI”
Son 10 yıla baktıklarında birinci el ve ikinci el konut satışlarının 2013-2018 döneminde birbirine yakın seyrettiğini ifade eden Karaismailoğlu, “2018 yılından itibaren ise birinci el konutların payı gerileyerek 2019’da yüzde 38’e, 2020 ve 2021’de ise yüzde 31’e düştü. Tabii burada makasın daralmasını sadece piyasa dinamikleriyle açıklayamayız. Faiz oranlarının yüksek seyrettiği dönemlerde özellikle yatırım amaçlı konut alımlarının durağanlaştığı ve konut talebinin ötelendiği, ertelenen talebin faizlerin düştüğü dönemlerde satışları hızlandırdığını biliyoruz. Faizlerin reel anlamda enflasyonun altında olduğunu düşünen ve yatırım yapmak isteyen vatandaşlarımız için konut halen cazip bir yatırım aracı” değerlendirmesini yaptı.
"İKİNCİ ELDE AZALAN STOK FİYATI YÜKSELTTİ"
Deprem sonrası yapılmış ikinci el konutun her zaman cazip olduğunu belirten İstanbul Emlak Brokerleri Kulübü (İSTEB) Başkanı Ulvi Özcan, “Kentsel dönüşümün hızlanması, kentteki arsa arzının azlığı, eski dairelerin satın alınıp müteahhite verilebilme seçeneğini arttırdı” dedi. Fiyat artışının ise ikinci eldeki stokların birinci eldeki sayıya göre daha az olmasından kaynaklandığını dile getiren Ulvi Özcan, “Birinci el/ikinci el fiyatlardaki fark azalmaya başladı. Bu hareketlilik piyasadaki faiz indirimleri ve dövizdeki aşırı yükselmeyle birlikte gözle görülür oldu” açıklamasını yaptı. Özcan, farkın ancak birinci el konut üretiminin çoğalması ve fiyatlara ulaşılabilirlik halinde düzeleceğini kaydetti.
“HEM ESKİ HEM DE YENİ KONUTUN FİYATI YÜKSELİYOR”
Fiyat farkının kapanma sürecinde, üç konunun belirleyici olduğunu söyleyen TSKB Gayrimenkul Değerleme Genel Müdürü Makbule Yönel Maya, "İlki enflasyona karşı korunma aracı olarak tekrar konutun görülmeye başlanması, ikincisi inşaat maliyetlerinde çok hızlı ve öngörülmeyen artış. İnşaat maliyetlerindeki artışı eklediğimizde artışın ne kadar ve ne hızda devam edeceğinin öngörülemiyor olması da hem eski hem de yeni konutun fiyatını yükseltiyor. Buradaki düşünce de yerine koyma maliyetinin her geçen gün artıyor olması. Üçüncüsü de salgın ile değişen konut tercihleri. Bu durum da eldeki konutun değerini artırıyor” dedi.
Beşiktaş, Kadıköy, Şişli gibi merkezi noktalarda fiyat farkının daha az olduğunu kaydeden Maya şu değerlendirmede bulundu: “Bu durumun ortaya çıkmasında yeni konut stokunun bu bölgelerde oldukça sınırlı olması, kentsel dönüşüm potansiyeli içeriyor olması, depreme dayanıklı zemin özelikleri gibi konuların etkili olduğunu düşünüyorum. Eski ve yeni konut fiyatları arasındaki farkın özelikle depremin hatırlandığı dönemlerde çok artış gösterdiğini de belirtmekte fayda olur. Şu anda deprem 2019 Eylül ayına kıyasla gündem maddelerinin daha alt sıralarına inmiş görünüyor. Motivasyonun daha çok eski ya da yeni hiç fark etmeksizin bir konut alıp tapu sahibi olmak şeklinde olduğunu düşünüyorum."
"ÇİMENTO FİYATLARI MART AYINDA YÜZDE 60 ARTTI"
Son 1 yılda çimento fiyatlarında yüzde 300’e yakın artış yaşandığını ifade eden hazır beton sektörü temsilcileri, “Mart ayında yüzde 30 zam yapıldı. Şimdi yeniden yüzde 30 daha zam yapılacak. Böylece artış oranı bir ayda yüzde 60’a çıkacak” dedi. Bu zamlarla hazır beton firmalarını taahhütlerini yerine getiremeyeceğini belirten sektör temsilcileri şu açıklamayı yaptı: “Bu durum sözleşmesi bitecek olan müteahhitlik firmalarını da zorluyor. Eskiden sözleşmelerde çimentoyu almaları için müteahhitlere 6 ay süre koyarken, son 1,5 ayda bu süreleri 1 ay ile 2 ay arasına çektik. Artık 10 günde fiyatlar değişiyor. Dolayısıyla mal almadan zam isteyince müteahhit feryat ediyor ve kendince kabahatli arıyor. Bazı beton firmaları da artan fiyatlardan dolayı ifa güçlüğüne düşüyor” dedi.
YORUMLAR