Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği Başkanı Yalçın Ertan, Sanayi 4.0’ı endüstriyel devrimin dördüncü büyük kolonunu yüksek verimlilik, az maliyet, az enerji, inovasyon, hız, akıllı işbirliği ve akıllı bütünleyicilik ile inşa edilecek bir strateji serisi olarak tanımlıyor.
“Sektörümüzde çeşitliliği, modernizasyonu sağlayarak kısacası akıllı uzmanlaşarak büyümeliyiz. Yeni pazarlara, yeni imkanlarla ancak böyle ulaşabiliriz. Katma değerli üretim kolektif çaba gerektirir. Bunun teşvik edilmesi için kendi sektörümüze yenilik getirme adına birbirimize destek sağlamayı, bu dönüşümün eşiğinde oldukça önemli görüyoruz. Sanayi 4.0 vizyonunun gerçekleşmesi için kendi ekosistemimize bilgi beslemesi yapmamız ve süreci üretimden Ar-Ge’ye kadar detaylı şekilde yürütmemiz gerekiyor. Çelik kullanan sektörler için malzemenin doğru seçimi oldukça büyük öneme sahip. Özellikle son yıllarda katma değerli çelik üretimine yönelen Türk firmalarımız da artış gösteriyor ve bu konuda yeni yatırımlar yapılıyor. Kaliteli yani alaşımlı çelik; üretici ve ihracatçı firmalar açısından yüksek satış fiyatlı olması, diğer yandan kullanıcı sektörler açısından da rakiplerinin bir adım önde olmaları avantajını da beraberinde getiriyor.”
Kaliteli alaşımlı veya vasıflı çelik üretiminin daha etkin olması gerektiğini söyleyen Yalçın Ertan, yerlilik oranının önemine ve hala üretilemeyen katma değeri yüksek ürünlerin olduğuna vurgu yaptı.
“Devletimizin bazı önlemleri alması ve üretimi desteklemesi gerekiyor. 1950’de 180 milyon ton ham çelik üretimi 2019’da 2 milyar seviyesine geldi. Pasta payını iyi yakalamak lazım. Ülkemizde lokomotif sektör inşaat. Veriler 2016’dan 2019’un ikinci çeyreğine kadar çelik ve inşaatın paralel gittiğini gösteriyor. İnşaat sektörü yükseldiğinde çelik sektörü de yükseliyor. İmalatla ilerleyen değil inşaatla gelişen bir durum söz konusu. Bizim ürünlerimizin katma değerinin yüksek olması gerekiyor. İmalat paralelinde çeliğin artması ya da azalması lazım. Örneğin katma değerli ürün üreten Almanya’da lokomotif sektör sanayi. Savunma ve havacılık sektörlerimizdeki hareketlilik çok önemli. Bazı sektörlerde de çelik ambargosu yaşıyoruz.”
Ertan, vasıflı çeliğe ağırlık verilmesi gerektiğini, otomotivin ana grubunun çok önemli olduğunu “1995’te gelişen ülkelerde 14 milyon adetken 2025’de 78 milyon adet otomobil üretimi hedefleniyor.” diyerek örnekliyor.
“Bu da otomobil üretiminin artacağını gösteriyor. Otomotiv, çeliğin dünyada lokomotif sektörüdür. ABD’de 18 milyon üretim söz konusuyken Avrupa’da 20 milyon civarında. Otomotiv üretiminde düşük maliyet, ham madde, temin edilebilirlik, karbon dioksit emisyonları gibi hususlar önemli. Kullanıcılar için de güvenlik, yakıt, fiyat ön planda. Bilinçli tüketiciler artık karbon emisyonlarını soruyor. Önümüzdeki dönemde artık aracın yaydığı karbondioksit miktarını düşürmek için hibrit ve elektrikli araçlara geçilecek. Bu araçların karbon emisyonu yok, hafifletme operasyonu var. Aracın ağırlığında yüzde 10 hafifletme yapıldığında yakıttan tasarruf sağlanıyor. Sanayi 4.0 üretim süreçlerini ve dolayısıyla tüm dünya ekonomisini ciddi şekilde dönüştürecek. Atıl durumdaki geleneksel sanayi politikaları artık geçmişte kaldı. Biz eğitimlerimizle demir çelik sektöründe inovasyon odaklı üretim ve pazarlama anlayışını, sanayi ve üretimde gelinen son noktayı göstermeye devam edeceğiz.”
Dünyada çelik sektörü ne durumda?
Çeliğin yüzde 70’i Asya tarafında üretiliyor. Çin, Hindistan, Japonya ve Kore ilk sıralarda. ABD’de üretim yüzde 9, Avrupa’da ise yüzde 13. Avrupa’da katma değeri yüksek üreten ülke; Almanya. Türkiye dünya çelik üretimi sıralamasında 8’inci sırada.
Çin, İran, Mısır, Vietnam pandemi sürecini kendi lehine çevirdi. Çin pandemide bile çelik üretimini artıran dört ülkeden birisi oldu.
2019’da dünya çelik üretiminde büyüyen ülkeler; İran, Vietnam, Mısır. Vietnam kalıp tarafında sıçramalar yaptı. Kaliteli kalıp üretme konusunda üst sıralarda. Pazarda dikkat edilmesi gereken ülkelerden biri.
Avrupa Birliği (AB) çelik üreticisi sektörlerde 2021 büyüme tahminleri; yüzde 4 inşaat, yüzde 6,8 makine, yüzde 25,3 otomotiv, yüzde 5,7 ev aletleri, yüzde 7,4 diğer ulaşım, yüzde 9,8 boru, yüzde 7,8 metal eşya, yüzde 4,7 diğer sektörler. Bu tahminler 2020’de yaşanan kayıpların önüne geçileceğini gösteriyor.
Çin dünyanın en büyük çelik tüketicisi. İthal ve yerli ürün dağılımına bakıldığında ihtiyaç duyduğu bütün malzemeleri kendi üreten ülkelerde Çin ve Hindistan yüzde 93 ile başı çekiyor.
Türk demir çelik sektöründe ilk 7 ay nasıl geçti?
Ocak-Temmuz döneminde Türkiye geneli ihracat tüm sektörlerde toplam 90 milyar dolar oldu.
Demir çelik sektörü özelinde bakıldığında ise ihracat bir önceki yılın aynı dönemine göre Türkiye genelinde değer bazında yüzde 13 düşüş ile 11,5 milyar dolar ve miktar bazında yüzde 9 düşüş ile de 12,9 milyon ton seviyesinde gerçekleşti.
En fazla ihracatını gerçekleştirdiğimiz ürünler demir çelikten çubuk, yassı sıcak, inşaat aksamı ve boru oldu. En fazla ihracat yaptığımız ülkeler ise değer bazında ihracat üzerinden Almanya, İtalya, İsrail, Romanya ve Irak olarak sıralandı.
YORUMLAR