Konut sektöründe fiyat sıkıntısının yanında arz sorunu da baş göstermeye başladı. TÜİK verilerine göre 2022 yılı üçüncü yapı ruhsatı verilen yapıların bina sayısı yüzde 8, daire sayısı yüzde 3.8 ve yüzölçümü yüzde 4.7 oranında azaldı. Böylece salgından bu yana uzun bir daralma serisi görüldü. Yapı izinlerinde de daire sayısı ve yüzölçümünde gerileme izlendi. Bu ortamda GYODER 17. Gayrimenkul Zirvesi Sonuç Bildirgesi yayınlandı. Dünyada barınma, konutun temel bir insan hakkı olması bildirgede vurgulandıktan sonra, "Merkezi yönetimin, alt ve orta gelir grubuna yönelik erişebilir konutları desteklemesi gerekmektedir. Konuta ihtiyacı olan insanların erişebilir konutlara ulaşabilmesi için seçim kriterlerinin devlet tarafından dikkatle yazılması gerekmektedir. Ancak bu şekilde coğrafi ve sınıfsal eşitsizliğin önüne geçilebilir." denildi.
KONUT SAHİPLİĞİ 10 PUAN ARTMALI
Fiyatlarda salgın nedeniyle düşüşler yaşansa da tekrar yükselişlerin olduğuna dikkat çekilen bildirgede, "Sosyal konut, erişilebilir konut kavramı her ülke için farklı yorumlanmaktadır. Erişilebilir konut anlayışı konuta ihtiyaç duyan gruplar için biraz daha fazla tercih şansı tanımaktadır. Günümüzde erişilebilirlik anlayışı kullanıcıya farklı kalitede ve konumda tercih imkânı sunabilen bir kavramdır. Türkiye’de konut sahipliği oranı yüzde 60’lar düzeyinden yüzde 70’ler düzeyine çıkarılmalıdır. Bu şekilde konut kira piyasası kontrol altına alınabilir." görüşü yer aldı.
BARINMANIN PAYI 30'LARA DÜŞMELİ
Ancak bugünkü ihtiyaca bakıldığında devletin bunu tek başına tahsis etmesinin mümkün olmadığı belirtilerek, "Özel sektörle devletin bir arada çalışarak erişebilir konutlar yapmaları gerekmektedir. Konut piyasası sağlıklı işleyen birçok ülkede alt ve orta gelir grubuna yönelik konutlar özel yetkili kâr amacı gütmeyen şirketler tarafından üretilmekte ve yönetilmektedir. Artık değişen dünya düzeninde bu üretim yaklaşımını ve çağdaş finansman modellerini geliştirmemiz gerekmektedir. Harcanabilir hane halkı gelirinde konaklama payının yüzde 70’lerden yüzde 30’lara düşmesi öngörülmektedir. Öncelik toplum ve sosyal fayda sağlamak olmalıdır." önerileri yer aldı.
KİRAYI DEVLET DÜZENLEMELİ
Bu noktada GYODER'in gayrimenkul pazarına yönelik önerdiği modele işaret edilerek, şunlar kaydedildi: "Öngörülen rekabet ortamında devletin arsaları sistematik bir yapı ile yüzde 30’dan yola çıkarak 15 yılda kendini geri ödeyen bir yatırım bedeli elde edilmiş olacaktır. Özel sektör adına görevlendirilen ilgili şirket konutu son kullanıcıya kiralamasıyla birlikte kiracının da devletin regüle ettiği fiyatlarla kirasını ödeyerek daha kontrol edilebilir bir iklim oluşturulması hedeflenmektedir. Arsa mülkiyetinin devlete ait olduğu bu modelde devletçi bir politika izlenmektedir. Finansman boyutunda kamu-özel iş birliği modelinden de aşina olunan kredi veren kamu ve görevli şirket ilişkisi söz konusudur. Modelde, kiracının ödemeyi proje bazlı anlaşmalı banka aracılığı ile ilgili görevli şirkete yapmasıyla birlikte devletin kirayı da özel sektöre bırakması planlanmaktadır. Modelin ihtiyaç ve fayda dengesi sağlaması konusunda da devletin uygunluk kriterlerini belirlemesi doğru bir yaklaşım olacaktır. Ayrıca, bu modelin kira sigortalama mekanizması üzerinde de dernek olarak bir çok paydaşla görüşülerek, en optimum çözüm sağlama noktasında çalışmalarımız devam etmektedir."
ALT GELİR GRUBU İHMAL EDİLMEMELİ
Gayrimenkul Zirvesi Sonuç Bildirgesi'nde genel ekonomik gidişata ilişkin notlar da yer aldı. Metinde şu ifadeler dikkat çekti: "Türkiye’nin diğer ülkelerle vergi anlaşması olmaması nedeniyle Türk şirketler yurt dışında fabrikalar açmak zorunda kalıyor. Kalifiye insan gücü dünyada ve ülkemizde yetersiz kalmaya başlamıştır. Daralma dönemindeyiz, türbülans ve belirsizliklerin arttığı bir döneme tüm dünya olarak giriyoruz. Türkiye’nin önümüzdeki yıllar içerisinde Avrupa’nın üretim destinasyonu olma potansiyeli çok yüksektir. Herkesin erişebileceği konutlar üretmesi gerekmektedir. Türkiye, Çin’den sonra 2. en büyük inşaat sektörüne sahiptir. İnşaatı durdurursanız ekonomi çöker, 200’den fazla alt sektörü barındırıyor. Ekonomide, alt tabakayı asla ihmal etmeden ilerlemek gerekmektedir. Ara eleman ihtiyacı var."
YORUMLAR