İnşaat sektörünün gözü Fiyat Farkı Kararnamesi’nde!

Kamu müteahhitleri yeni senenin ilk günlerinde TBMM’de görüşülecek Fiyat Farkı Kararnamesi’ne odaklandı. Kovid-19 salgınıyla girdi maliyetlerinin yüzde 200 yükseldiği inşaat sektörünün temsilcileri, tatmin edici bir kararname çıkmasını umut ediyor.

İnşaat sektörünün gözü Fiyat Farkı Kararnamesi’nde!

Kamu müteahhitleri yeni senenin ilk günlerinde TBMM’de görüşülecek Fiyat Farkı Kararnamesi’ne odaklandı. Kovid-19 salgınıyla girdi maliyetlerinin yüzde 200 yükseldiği inşaat sektörünün temsilcileri, tatmin edici bir kararname çıkmasını umut ediyor.

İnşaat sektörünün gözü Fiyat Farkı Kararnamesi’nde!
30 Aralık 2021 - 11:19

Türkiye’nin lokomotifi inşaat sektörü, 2021 yılını farklı ürün gruplarında yüzde 300’e ulaşan maliyet yükselişleriyle kapatmaya hazırlanıyor. Dünya Gazetesi'nden Talip Öztürk'ün haberine göre; kamu ve özelde pek çok firmanın inşaatları durdurduğu veya iş yavaşlattığı sektörde, müteahhitler yaklaşık bir senedir fiyat farkı kararnamesinin hayata geçirilmesini bekliyor. Kararnamenin 2022'nin ilk haftasında TBMM’de görüşülmesi planlanırken, kamu müteahhitleri düzenlemedeki maddelerin maliyetleri karşılamamasından tedirgin durumda. Geçen ay 28 firmanın konkordato ilan ettiğinin altını çizen sektör temsilcileri, konuyla ilgili açıklamalarında 2018-2019 yıllarında da çıkması beklenen kararnamenin gecikmesinden kaynaklı pek çok firmanın zarar ederek iflas ettiğinin altını çizerek, tatmin edici bir düzenlemenin hayata geçirilmemei durumunda kamunun ciddi zarar göreceğinin altını çiziyor. Diğer taraftan edinilen bilgilere göre, Haziran-Aralık 2021 döneminde en az 40 inşaat firması tarafından konkordato ilan edildi. 
 

“Yeni fiyatlarla işlerin sürdürülmesi çok zorlaştı”

Kararnameyle iligli endişe ve beklentilerine ilişkin açıklamalarda bulunan Gaziantep’in en büyük kamu müteahhitlerinden MÜSİAD Gaziantep Başkan Yardımcısı Ali Adıgüzel, 2018-2019 yıllarında yaşanan fiyat yükselişleri sebebiyle yüzlerce müteahhidin çok ciddi zarar etiğini ve bir kısmının mesleği terk etmek zorunda kaldığına vurgu yaptı. Şimdilerde üzerinde çalışılan Fiyat Farkı Kararnamesi’ne ilişkin de bazı tedirginlikleri olduğunun altını çizen Adıgüzel, “Çıkarılacak Fiyat Farkı Kararnamesi’yle yapılacak ek fiyat farkının; ‘nasılsa döviz kurları da düştü’ denerek, son 1,5 yılda gelen yüzde 200’ün üzerindeki ortalama fiyat artışlarını karşılamayacak şeklide ödenmesi, üzülerek söylemeliyiz bu sektörü bitirecektir. Dolayısıyla mutlaka reel piyasa zamlarını karşılayacak bir oranda ek fiyat farkı verilmesi gerekiyor. Hükümetimizin ortalama yüzde 30-40 aralığında bir ilave ödemeyle bu işlerin yapılamayacağının farkında olması gerekiyor” açıklamasında bulundu. 

 

Fiyat Farkı Kararnamesi ile beraberhenüz işlerinde yüzde 20 fiziki gerçekleşme sağlayamayan yüklenicilere şartsız tasfiye hakkının verilmesi gerektiğine vurgu yapan Ali Adıgüzel, şöyle konuştu: 

“Çünkü sadece son 3 ayda tüm yapı malzemeleri yüzde 80’in üzerinde zamlandı. Fiyat farkı verilmesinin başlangıç tarihi 1 Ocak 2021 olmalıdır. Aksi takdirde 2020 yılında iş alarak büyük bir sıkıntıya girmiş yüklenicilerin hiçbiri işlerini bitiremeyecek. Kaynak konusunda finansman oluşturulamıyorsa önümüzdeki birkaç ayda yapımı öngörülen olası yeni yatırımların ötelenmesiyle, gerekli finansman ihtiyacı pekala karşılanabilir. Kaldı ki bu işlerin yarıda kalıp yeniden ihale edilmesi, daha büyük bir kamu zararı oluşturacak.”

Son 4 aydır yüklenicilerin büyük bir çoğunluğunun işini durdurduğunu veya rölantiye alıp asgari süratte iş yaptığını dile getiren Adıgüzel, “Çünkü ortaya çıkan yeni fiyatlarla işlerin yapılma şansı kalmadı. Döviz düştü ama inşaat demiri dışında hiçbir yapı malzeme fiyatında indirim olmadı. Sadece bundan sonra gelebilecek zamları engelledi. Sonuç olarak çıkması beklenen Fiyat Farkı Kararnamesi’nin bu hususları göz ardı ederek çıkması durumunda; binlerce müteahhit kaçınılmaz iflas noktasına gelecek, yatırımlar yarıda kalıp, milyonlarca lira kamu zararı oluşmasına neden olacak” şeklinde konuştu.

 

“Maliyet artışları yüzde 300’e dayandı”

Kentteki en büyük kamu müteahhitlerinden Muhittin Güngör ise tatmin edici bir kararname çıkmaması halinde inşaat ile beraber pek çok alt sektörün büyük zarara uğrayacağını belirtti. Güngör, daha önce ihalelerin 2886 sayılı kanunla yapıldığını dile getirerek, bu yasayla beraber sene içerisinde maliyet yükselişlerinin kamu tarafından karşılandığını böylece müteahhitlerin zarar etmediğini aktardı. Fakat şimdilerde anahtar teslim yoluyla ihale edildiğinin altını çizen Güngör, 2021'de beton ve demir temel girdilerde yüzde 100 ile yüzde 300’e varan yükselişlerin gerçekleştiğini ifade etti. Güngör, kararnamenin 2021 yılının tamamını kapsaması gerektiğine de dikkat çekerek şöyle konuştu: 

“Asgari ücrete gelen zamla beraber bir personelin işverene maliyeti 5 bin 930 TL oldu. Maliyetlerimiz de her geçen gün artıyor. Dövizin düşmesi malzeme fiyatlarını geri çektirmedi, aksine zamlar devam ediyor ve piyasada malzeme bulunmuyor. Devletimizden SSK primleri üzerinden de bir destek bekliyoruz. Kararname 2021 yılının başından itibaren geçerli olmalı ki sektörü tatmin edebilsin. Aksi takdirde işler durma noktasına gelecek. Tatmin edici bir kararın çıkmasıyla herkes işini sürdürür ama çıkmazsa birçok firma için tasfiye ve iflaslar kaçınılmaz olacak. Bunun yanında firmaların batması veya iflası durumunda yanında birçok tedarikçinin batması da kaçınılmaz olacak.”

 

MÜSİAD beklenti ve sorunlar raporunu bakanlığa verdi

MÜSİAD bir rapor hazırlayarak kamu ihale kanununa göre ihale edilen yapım işlerinde uygulanacak esaslarda düzenleme yapılmasıyla ilgili öneri ve sektörün sorunlarını Hazine ve Bakanlığı’na yolladı. Raporda, öncelikle yapı malzemelerine gelen reel piyasa farklarının yüklenicilere ödenmesine imkan sunacak şekilde bir düzenleme yapılması gerektiğinin altı çizildi. Reel piyasa fiyatlarında fiyat farkı ödenmesine karşın finansal olarak sürmesi mümkün olmayan işler için şartsız tasfiye hakkı tanınması talep edilen raporda, hammadde özelliği taşıyan veya stratejik öneme sahip ürünlerde iç piyasa gereksinimi kapsamında belirli bir süre için ihracatına vergi konulması ya da KDV indirimi getirilmesinin sektörde en azından belirli bir dönem sıkıntıların çözümüne yardımcı olacağı belirtildi. Ayrıca, kamuya iş yapan yükleniciler için geçerli olacak şekilde yüzde 5 oranına çıkarılan stopaj oranının ve 4/10 oranına çıkarılan KDV Tevkifat oranının yine eski haline alınmasının, yüklenicileri finansal anlamda bir nebze rahatlatacağına dikkat çekildi.

YORUMLAR

  • 0 Yorum