Birgün'den Aycan Karadağ'ın haberine göre Dünyanın en büyük 10 limanından biri olacağı yönündeki açıklamalarla gündeme gelen, ancak yapımı yılan hikâyesine dönen Kuzey Ege Çandarlı Limanı, çürümeye terk edildi. Kuzey Ege Çandarlı Limanı’nın temeli, 2011 genel seçimlerinden iki ay önce, 15 Mayıs 2011 tarihinde düzenlenen törenle atıldı. Liman, AKP’nin İzmir için belirlediği 35 proje arasında en çok önem verilen ve yatırım bedeli en yüksek projeydi. İzmir’e 80 kilometre uzaklıktaki bu liman, ‘Doğu Akdeniz’de Yunanistan’ın Pire Limanı’na alternatif bir aktarma merkezi olma’ iddiası ile yola çıkmıştı. Gelinen noktada liman için yaklaşık 1 buçuk milyar TL harcanırken, limanın yalnızca mendireği ve dalgakıranları tamamlanabildi. Şimdilerde ise sadece amatör balıkçıların merkezi haline geldi. Çürümeye bırakılan limanın, bölgedeki canlı çeşitliliğine ve doğaya zarar verdiği kaydedildi. Ayrıca 30 Ekim İzmir depreminde limanın zarar gördüğü belirtildi. Öte yandan liman çürümeye terk edilmesine karşın bölgede liman projesi için yapılması planlanan faaliyetlere başlandığı ifade edildi.
45 YILLIK HİKÂYE
2011 yılında açılışı yapılan limanın hikâyesi aslında 45 yıl öncesine dayanıyor. Çandarlı Limanı ilk olarak 1976 yılında Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) ve Ulaştırma Bakanlığı’nın girişimleriyle projelendirildi. Yıllarca çevresel etki değerlendirme (ÇED) onayı alamayan proje, onayı 2005 yılında alabildi. Raporun revize edilmesinin ardından 2009 yılında, limanın mendireğinin Ulaştırma Bakanlığı tarafından yapılmasına karar verildi. Limanın geri kalanının ise ihale yoluyla tamamlanması planlanırken, 14 Mayıs 2011’de temeli atılan dalgakıran da yine devlet eliyle yapıldı.
CHP İzmir Milletvekilli Murat Bakan, Çandarlı Limanı, AKP’nin 20 yıllık iktidarının özeti olduğunu söyledi. Bakan, “İhtiyaçtan, insandan, doğadan, çevreden, bilimden bihaber hazırlanmış, bu yüzden de bir milim ilerleyememiş Çandarlı Limanı Projesi; hiçbir şirketin ihaleye girmediği, neden ihaleye girilmediğinin dahi açıklanamadığı, bu ülkenin 1 buçuk milyar TL’sinin çöpe atıldığı atıl bir projedir” dedi.
BUNUN HESABINI KİM VERECEK
Bakan sözlerine şöyle devam etti: “Bunlar bizim şahsi düşüncelerimiz değil; hakikatin kendisi. Bu iş bilmezlik ve rezillik Sayıştay raporlarıyla kayıt altına da alınmıştır. Büyük laflar, boş vaatlerle çıktıkları proje fiyaskoyla sonuçlanmıştır. Hatta sonuçlandı demek de doğru değil çünkü maalesef aradan geçen yıllara rağmen Çandarlı Limanı’nın akıbeti belli bile değil. Bunun sorumlusu kim? Milyarlarca TL’lik kamu zararına yol açtılar. Bunun hesabını kim verecek?”
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’ndan liman ile ilgili yanıt beklediklerini söyleyen CHP’li Bakan, “Milletvekili olduğumdan beri fikri takibimde olan, defalarca kez verdiğim soru önergeleriyle hem Meclis’in hem kamuoyunun gündemine taşıdığım Çandarlı Limanı’nı bir kez daha Ulaştırma ve Altyapı Bakanı’na sordum. Avrupa, Afrika ve Karadeniz kavşağındaki en büyük liman kentlerinden biri ve dünyanın en büyük 10 konteyner limanından biri olması arzu edilen Çandarlı Limanı Projesi neden ilerlemiyor? Kamu zararı ne kadar? Bu kamu zararına kimler sebep olmuştur? Bu sorulara yanıt arıyoruz ve Bakan’dan manalı bir açıklama bekliyoruz. Şunu hiç kimse aklından çıkarmasın; bu işin sorumlularının hem İzmirlilere hem de bu ülkenin vatandaşlarına verilecek hesabı var. Bu hesabı hem siyaseten hem de hukuken verecekler” ifadelerini kullandı.
DOĞAL YAŞAMA ZARAR
Bergama Çevre Platformu Sözcüsü Erol Engel ise, “Limanın inşaatının sürdüğü günlerde şirketler bölgede liman odaklı çimento fabrikası, termik santral gibi kirli teknolojileri barındıran yatırımlara yönelmeye başlamıştı. Limanın yakınında bulunan Ayyıldız Sitesi civarında yapılmak istenen termik santral projesine karşı verilen mücadele sonucu şirket geri adım atmak durumunda kalmıştı. Doğal yaşama başlı başına zarar veren liman, kirli projeleri de beraberinde getirmiştir” dedi.
Limanın yakınında Bakırçay Deltası’nın su kuşları ve kıyı kuşları açısından önemine vurgu yapan Engel, “Küçük Sumru ve Akça Cılıbıtların üreme alanı olup, ayrıca flamingoların kışı geçirdiği bir alandır. Delta, ülkemize endemik dört balık türü için önemli doğa alanı kriterlerini sağlamaktadır. Çandarlı Limanı’nın projelendirildiği günden beri bölgede tarım alanları da zarar görmeye başlamıştır” diye konuştu.
Engel sözlerine şöyle devam etti: “Geçen günlerde Cumhurbaşkanlığı tarafından onaylanan Batı Anadolu Serbest Bölgesi projesiyle Bergama Aşağıkırıklar Köyü merasına şu an Batı Anadolu Serbest Bölgesi yapılması kararı çıktı. Bununla hedeflenen Çandarlı Limanı üzerinden ihracat yapmaktı. Aşağıkırıklar’dan Çandarlı’ya kadar olan bölge birinci derece tarım arazisi, geniş bir alan. Bu serbest bölge ile birlikte şimdiden gözden çıkarılmaya başlandı. Bundan 7-8 yıl önce aynı iktidar Bakırçay Ovası’nı tarımsal sit alanı ilan etti. Ne hikmetse tüm bunlar unutulup Çandarlı Limanı odaklı projeler beraberinde gelmeye başladı.” Son olarak Engel, şunları aktardı: “Çandarlı bölgesi her açıdan hassas bir bölgedir, bu bölgeden beklentinin tarım ve turizm odaklı olması gerekir. Çandarlı Limanı’nın akıbeti belli değildir, böyle ‘süper’ projelerle dikkat çekip binlerce kişi istihdam edilecek deyip de 2011’den beri her seçimde yöre insanını iş vaadiyle kandırıp oyunu aldılar. Yanlış projelendirdikleri Çandarlı Limanı’na halkın parasını heba ettiler. Ne olacağı konusunda da işin içinden çıkamıyorlar şu an. Yapılırken buradaki tarım alanlarının, doğayı dikkate alan olmadı. Gelinen nokta kelimenin tam anlamıyla fiyaskodur.”
YORUMLAR