Türkiye'nin konut piyasasında son dönemde yaşanan gelişmeler, ev almayı düşünenleri ciddi bir endişe içerisine sokuyor. Merkez Bankası'nın politika faizini yüzde 50'ye yükseltmesiyle birlikte konut kredisi faizleri de adeta gökyüzüne tırmanıyor.
En düşük faiz oranında ödenmesi gereken taksitler neredeyse 2 asgari ücret seviyesine ulaşıyor. Bu durum, ev sahibi olma hayali kuranları yeniden düşünmeye itiyor.
Bankalar, krediye erişimi zorlaştırmakla kalmıyor, aynı zamanda hayat sigortası, konut sigortası ve dosya masrafı gibi ek maliyetlerle de tüketicileri zorluyor. Ticaret Bakanlığı'nın zorunlu DASK açıklamasına rağmen, bankaların bu maliyetleri düşürme konusunda pek de istekli olmadığı gözlemleniyor. Denetimlerin yetersizliği de bu durumu tetikliyor.
Son verilere göre, 2024 yılının ilk iki aylık döneminde konut satışlarında yüzde 2'lik bir gerileme yaşandı. Banka kredisi kullanılarak satın alınan konut adedi ise oldukça düşük seviyede seyrediyor. Yükselen faiz oranları, konut kredisi talebini önemli ölçüde azaltıyor.
Özellikle en uygun finansman seçeneği olarak öne çıkan Akbank'ın "İlk Evim" kampanyasında dahi faiz oranları yüksek seviyelerde seyrediyor.
1 milyon TL için 10 yıllık kredi alındığında aylık taksit tutarı 30 bin 337 TL'ye kadar ulaşıyor. Bu da aylık ödemelerin neredeyse iki asgari ücrete denk geldiği anlamına geliyor. Benzer şekilde, 500 bin TL kredi için ödenen aylık taksitler de oldukça yüksek seviyelerde seyrediyor.
Sektör temsilcileri, konut yatırımlarının reel olarak kaybettirmeye başlamasıyla birlikte piyasada belirgin bir durgunluğun yaşandığını ifade ediyorlar. Şu anda gerçekleşen satışların büyük bir kısmı, alternatif finansman yöntemleriyle ya da faizsiz finansman kuruluşları aracılığıyla gerçekleşiyor. Bu da ev alımının büyük ölçüde oturma amacıyla yapıldığını gösteriyor.
Tüm bu gelişmeler, konut piyasasında ciddi bir belirsizlik ve endişe atmosferine neden olurken, ev sahibi olmak isteyenleri de yeni bir dönemde düşünmeye sevk ediyor.
YORUMLAR