Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından arz fazlası nedeniyle kiralanamayan ya da satılamayan ofisleri konuta dönüştürülecek yönetmelik 18 Ağustos 2022’de Resmi Gazete’de yayımlandı.
Şehir Plancıları Odası’nın (ŞPO), ticaret +konut kullanımlı yapılaşmış parsellerde kullanım oranını değiştiren Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği Geçici 5. Maddesine yaptığı itirazı değerlendiren Danıştay 6. Dairesi “yürütmeyi durdurma” kararı verdi.
50 bin yeni konut anlamına gelecek olan “Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği”nde yapılan değişikliği, kamu yararı ve şehircilik ilkelerine aykırı olduğu için yargıya taşıyan ŞPO Genel Merkez Genel Sekreteri Ayhan Erdoğan ile süreci konuştuk.
Dönemin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un, “İstanbul’da yaklaşık 1,5 milyon, ülke genelinde 4 milyon metrekare arz fazlası nedeniyle kiralanamayan ya da satılamayan ofisler konuta dönüştürülecek. Bu, 50 bin yeni konut demek” sözlerini hatırlatan Erdoğan, “İlgili yönetmelik maddesi, İmar Kanunu ve ilgili diğer mevzuat hükümlerinde, karma kullanım alanlarının nasıl ve ne oranlarda belirleneceği bellidir. Bu tür alanlarda, yerleşik nüfusun yani konut alanlarında yaşayan yurttaşların ihtiyaç duyacağı sosyal ve teknik altyapı alanlarının belirlenmesi esastır. Yapılan alelacele düzenlemede ise muğlak, kentsel alanlarda yaşanan sorunları daha da derinleştirecek bir hüküm getirilmeye çalışılmışsa da Odamız tarafından açılan dava ile söz konusu hükme dair yürütmeyi durdurma kararı alındı” dedi.
“SOSYAL KONUT HAMLESİ BAŞLATILMALIDIR”
Barınma hakkına erişememe sorununun çözümünün bu tür noktasal, bütünlükten kopuk, alelacele düzenlemelerle mümkün olmadığını belirten Erdoğan, “Yapılması gereke sağlıklı ve güvenli koşullarda barınma hakkının tüm yurttaşlar için temin edilmesidir. Devlet ülke bütününde sosyal konut hamlesi başlatmalı” diye ekledi.
Kira artışına sınır koymak, ofis/büroları konuta çevirmek gibi kağıt üzerindeki uygulamalarını değerlendiren Erdoğan, “Devletin konut arzında başat aktör haline gelmesi sağlanmalıdır. Boş konut stokunun konut arzına dahil edilmesi için vergilendirme yöntemleri ve yasal hükümler geliştirmenin yanında, ihtiyacın ötesinde, yatırım amaçlı çok sayıda konuta sahip olanlardan kademeli olarak artan oranda vergi tanımlamak gibi uygulamalardan da elde edilecek gelirle, TOKİ’nin tüm yurttaşların barınma hakkına erişimi için, sembolik kira ücretleri karşılığında konut üretmesi mümkündür. Yalnızca belli miktarda maddi gücü olanlara konut üreten bir kurum haline gelmiş olan TOKİ’nin de belirtilen çerçevede yeniden yapılandırılması, bütçenin de bu doğrultuda önceliklendirilmesi gerekmektedir” diye konuştu.
YÖNETMELİKLE YAPILMASI PLANLANANLAR
Söz konusu değişiklikle, Uygulama İmar Planlarında “Ticaret + Konut” olarak belirlenmiş alanlarda, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce ofis/büro amaçlı yapı ruhsatı düzenlenebilecekti. Yapımına başlanmış veya yapı kullanma izni düzenlenmiş olan yapılarda, 1 Temmuz 2023 tarihine kadar sonuçlanmak kaydı ile konut kullanım oranı yüzde 80’i geçmeyecek şekilde kullanım amacı değişikliğine yönelik tadilat ruhsatı verilebilecekti.
İmar Planı olmadan yapılan değişikliğin yaklaşık 150 bin kişinin daha kente katılması olarak hesaplandığını vurgulayan Erdoğan, “Bu değişiklik yapılırken, kentin sosyal donatıları (sağlık, eğitim, park, yol) planlanmaması yeni sorunları aralaması bekleniyor. Özellikle kentlerin yeni ticaret merkezlerindeki binaların konut alanına çevrilmesi hedefleniyordu. Kent plan kararlarının dengesini bozacak olan bu uygulama, kamu kaynaklarının kamu yararına aykırı şekilde kullanılmasına neden olacaktı” dedi.
“KONUTA ERİŞEMEME SORUNU VAR”
Yerel Yönetimler ve Bakanlıklar mevcut konut stoklarını dikkate almadan ısrarlı bir şekilde onayladıkları plan, plan revizyonu ve plan değişikliklerinin yanında yapılan yönetmelik değişiklikleriyle yoğunluk artışı devam ediyor.
ŞPO ve meslek odalarının açtığı davalar sonucunda mahkemelerin iptal kararı verdiğinin altını çizen Erdoğan, “Sürekli bir yoğunluk artışı yaparak konut sorununun çözülmesi mümkün değil. Hatta sorunu, konut sorunu olarak tanımlamak da bizi yanlış sonuca götürür. Sorunu konuta erişim sorunu olarak tanımlayıp çözümü bu şekilde düşünmek gerekiyor” dedi.
"MEVZUATA AYKIRI"
Danıştay 6. Daire kararında, imar planı değişikliği yapılmadan imar planı veya Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinde belirlenen konut kullanım oranının tadilat ruhsatı alınmak suretiyle değiştirilmesine dair düzenlemeye atıfta bulunularak, imar planlarına mekansal nitelikte hedef koyma, yol gösterme, ilke belirleme ve kamu yararı hükmüne aykırı olduğunu ifade etti.
Düzenleme Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinin düzenlemesine, imar planlarında belirlenen konut kullanımına ilişkin sosyal ve teknik altyapı donatılarının büyüklüğü ve standartlarını yetersiz hâle getireceğinden mevzuata aykırı olduğu için dava konusu işlemin yürütmesinin durdurulmasına karar verdi.
YORUMLAR